Cuma namazına gitmenin adabı..

Cuma namazına katılmanın adabı..Cumanın edepleri..Cuma namazına nasıl katılınır?Cuma günü ne yapılır?Cuma namazına gitmenin usulü..

Cuma namazına gitmenin adabını kısaca şöyle özetleyebiliriz:

1-Cumaya erkenden gitmek.

İbn-i Ömer (R.A.)’ dan Rivayet edilen bir hadisi şerifte Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.) buyurdular: Kim (Cuma günü) yıkar ve yıkanırsa, kim erkenden (mescide) giderse, imama yakın durur, malâyani söz etmezse; ona her bir adım için bir yıllık oruç ve geceleri namaz (ecri) vardır. (3)

“Yıkar ve yıkanırsa” demek; “hanımıyla cinsi münasebette bulunarak onu da yıkanmaya muhtaç kılarsa” demektir. Bunun hikmeti, nefsin meşru yoldan sükünete ermesi, böylece namaza giderken gözün kaydığı şeylerden korunmasıdır. “Böylece kadın da o gün yıkanmaya sevkedilmiş olur.” diye açıklanmıştır. (Mütercim)

Haberde geldiki: Cuma günü gelince, mescidlerin kapıları üzerinde melekler yerlerini alır. Ellerinde gümüşten defterler, altından kalemler vardır, insanları mertebelerine göre yazarlar. Bu mertebeler, önce geliş sırasına göredir.

Hadis-i Şerif: Üç şey varki, insanlar bunların fazliteni bilmiş olsalardı; onları elde etmek için develer gibi yarışırlardı: Ezan okumak, biricinci safa yetişmek, Cuma’ya erken gitmektir.

Denildi ki: İnsanların Allah’ın cemâlini seyrederken ona (manen) yakınlıkları, Cuma’ya erken gidişlerine göre olacaktır.

İmam-ı Gazali der ki: Camiye girdiğin zaman birinci safı ara. Çünkü insanların omuzuna basıp geçmemek şartıyla onun fazileti çoktur. Insanlar toplandığı zaman onların omuzunu çiğneyerek ön safa geçme. Birinci safa geçmek için arada boşluk bırakan insanların önünden geçilebilir. Bu insanların omuzuna basmak gibi yanlış bir hareket değildir. Insanların omuzunu çiğneyerek öne geçmek şiddetle mekruhtur. Çünkü sevgili Peygamberimiz, böyle bir adamı gördü ve ona: “Otur insanlara eza verdin.” buyurdu. Ancak imam yahut müezzin olursa; o zaman bu şekilde öne geçebilir.

Denildi ki: Kim bu şekilde hareket ederse; kıyamet günü, Cehennem üzerine bir köprü gibi uzatılır. Insanlar onu çiğneyip geçerler.

Hadis-i Şerif: Kırk sene beklemek, namaz kılanın önünden geçemekten hayırlıdır.

Hadis-i Şerif: Kişinin rüzgârın savurduğu bir kül olması, namaz kılanın önünden geçmesinden daha hayırlıdır.

“Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır”

Alışverişi bırakıp Allah’ın zikrine koşmak, ahiret hayatında sizin için daha faydalıdır. Çünkü; ahiret nimetleri daha üstün ve bakidir.

“Namaz kılındığı zaman, yeryüzünde dağılın da Allah’ın fazlından (rızık) arayın”: Cuma günü farzı eda edip namazı bitirdiğiniz zaman; kendi işlerinizi görmek için yeryüzüne dağılın. Kazanç, rızık ve ilim arayın. Buradaki emir vücub değil, mubahlık ifade eder. Yani; isteyen mescidde kalıp namaz kılmaya, Kur’an okumaya, ilim öğrenmeye vb. devam edebilir. Isteyen de hasta ziyaretine, cenazede hazır bulunmaya, bir kardeşini ziyarete v.b. işlere gidebilir.

Peygamberimizin arkadaşı olan Abdulha-el Mazini, Cuma namazını kılınca camiden çıkar, çarşıda bir müddet dolaşır, mescide geri dönüp istediği kadar namaz kılardı. Kendisine bunun sebebi sorulduğunda: Ben “Peygamber Efendimizi böyle yaparken gördüm.” deyip bu ayet-i kerimeyi okudu.

Salihlerden bazıları Cuma namazını kılınca, camiden çıkıp mescidin kapısında durup şöyle dua ederlerdi:

“Allahım! Da’vetine icabet ettim, farz kıldığın namazı eda ettim, emrettiğin gibi dışarı çıktım, beni fazlından rızıklandır, çünkü sen rızık verenlerin en hayırlısısın.”

“Allah’ı çok zikredin ki felâh bulasınız” Buradaki zikir, dil ile olan zikir, kalble olan zikir, taatla olan zikirdir, sadece namaz anlaşılmamalıdır. Felâha kavuşmak, dünyada ve ahirette kurtuluşa ermek, umduklarına nail olmak, korktuklarından emin olmaktır.

“Böyle iken, bir ticaret veya eğlence gördüklerinde, ona (doğru) sökün ettiler de, seni ayakta bıraktılar”
Ticaret; Şam’dan gelen kervan, eğlence; gelen kervanı kaşılamak için Medine halkının davul ve ıslık çalmasıdır. Medine’de şiddetli açlık bulunduğundan ve fiyatlarda yüksek olduğundan, Peygamber Efendimiz ayakta hutbe okurken halk onu o halde bırakıp dışarı çıktılar, on iki kişi kadar insan kaldı. Bunun üzerine Peygamberimiz: “Şu mescidde kalanlar olmamış olsaydı; gidenlerin üzerine taş yağıdırılacaktı.” buyurmuşlardır. Diğer bir rivayette: “Vadi ateş ile dolacaktı.” buyurmuşlardır.

“De ki: Allah katındaki (sevap) eğlenceden de, ticarettende daha hayırlıdır. Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır.” Yani namazın sevabı, yahut Peygamber Efendimizle beraber kalmak, Şam’dan gelen kervandan (islâmdan önce Dihye’nin kervanından) daha hayırlıdır. Zira onun faydası gelip geçici namaz ve peygamberle kalmanın faidesi kalıcıdır. Eğer rızık vericilerin mevcut olması mümkün ise en hayırlısı Allah’tır, ona koşun ve rızkı ondan isteyin.

Dünya ve ahirette hayra nail olmak için Cumaya koş, alışverişi terket. (4)



Ebu Hüreyre (R.A.) dan rivayet edilen bir hadis-i şerite Peygamberimiz (S.A.V.) şöyle buyurdular: Kim güzelce abdest alır sonra cumaya gelir (hutbeyi) dinler ve susarsa bir sonraki cumaya kadar olan günahları ve üç gün fazlası mağfiret olunur. Çünkü kim bir iyilik yaparsa onun için on misli vardır. Kimde alnındaki taşı (namaz içinde) alıp atarsa hata etmiştir.

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla


Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..