Mekke ve Medinenin diğer Beldelere üstünlüğü...

Mekke ve Medinenin diğer şehirlerden üstün oluşu ve faziletii..Mekke ve Medine...Peygamber oprağı Mekke ve Medinenin bereketi ve fazileti..


Bilal bin Hars Nebi Aleyhisselâm dan nakletti:

-"Medine’de geçirilen bir Ramazan, diğer beldelerde geçirilen bin Ramazan dan hayırlıdır. Medine’de kılınan bir Cuma namazı da diğer beldelerde geçirilen bin Cumadan hayırlıdır".



Cami-us Sağir’de Ebud-Derdâ’dan nakledildiğine göre Efendimiz Aleyhisselâm şöyle buyurdular:

-"Mescidi Haramda kılınan bir namaz (başka yerde kılınan ) yüz bin namaza denktir. Mescidimde kılınan bir namaz bin namaza denktir. Beyti Makdis’te kılınan bir namaz ise beş yüz namaza denktir".


Hadisi Şerif: İmam-ı Ahmed rivayet etti.

-Medine ehline eza eden bir kimse benim etrafımda olanlara eza etmiş olur.



Hazreti Enes Radıyallâhü Anh’a soruldu:

-Rasülüllah Aleyhisselâm Medine’yi haram (muhterem) kıldı mı? Enes şöyle cevap verdi:

-Evet, onun yeşil otu, bitkisi koparılmaz. Kim bunu yaparsa Allah’ın laneti, meleklerin laneti ve bütün insanların laneti üzerine olsun.



Sad bin Ebi Vakkas’dan;

Nebi Aleyhisselâm buyurdular ki:

-Medine’nin iki kara taşlık tepesi arasını (burasının ağacını kesmeyi ve avını öldürmeyi) haram kılıyorum.



Medine’de doğusunda ve batısında olmak üzere iki kara taşlı tepe vardır. Medine bu iki tepe arasındadır.



Başka bir Hadisi Şerif de şöyledir:

-Allah’ım, İbrahim (Aleyhisselâm) Mekke’yi haram kıldı. Ben de Medine’nin kara taşlık iki tepesi arasını haram kıldım.



Aleyhisselâm Efendimiz buyurdular:

-Medine ehli üzerine bir zaman gelir ki insanlar oradan bereketli ve sulak yerlere giderler. Oralarda iyi bir hayat ararlar ve bulurlar. Sonra gelir, ehlini de oralara götürürler. Medine kendileri için daha hayırlıdır, keşke bunu bilmiş olsalar.


(10)
İslam şeriatı ile biraz alakası olan kimseye göre şüphe yoktur ki; Aleyhisselâm Efendimizin Kabri Şerifi cennet bahçelerinden bir bahçedir. Hatta ondan da faziletlidir. Onun içindir ki, Medine’nin Mekke’den faziletli olduğu söylendi.



Peygamberimiz’in kabrini istisna ederek bunun aksi (Mekke’nin Medine’den faziletli olduğu) söylendi. Dediler ki:

“-Aleyhisselâm Efendimizin türbesi Beytullah’tan, Arştan ve diğer şeylerden faziletlidir.”

İmamı Gazali Rahmetullahi Aleyh de bu görüştedir.



(11)

RAVZA’DA RASÜLÜLLAH’IN ELİNİ ÖPTÜ



Rasülüllah Aleyhisselâm’ın, kabrinde, söylenenleri işittiğine şu hadise delalet eder.

İshak bin Sinan Nebi Aleyhisselâm’ın kabrini on yedi defa ziyaret etti. Her ziyaretinde:

-“Esselamü aleyke ya Rasülallah!” der, Aleyhisselâm Efendimiz de:

-“Ve aleykesselam ya ibni Sinan” diye mukabele ederdi.



Seyyid Ahmed-i Rufai Kuddise Sirruh her yıl hacca gidenler ile Nebi Aleyhisselâm’ın kabrine selam gönderirdi. Hazreti Allah kendisine haccı nasip ettiği zaman kabri şerifin huzurunda durdu ve şöyle dedi:

-“Uzaktan ruhumu gönderiyordum ve benim yerime bu toprağı öpüyordu. Şimdi ise mübarek elini öpme zamanı geldi, elini uzat ki dudaklarım onu öpmekle şereflensin”

Bunun üzerine Aleyhisselâm efendimizin mübarek eli kabrinden uzandı, dışarı çıktı ve O da kemali edeple öptü. (Şerhi Kaside-i Ulya)



Bu gibi hadiseleri inkar etmemelidir. Zira bu inkar, insanı kötü sona götürür. Ancak kabir ahvali ahirete ait hallerdendir. Şüphesiz ki onu herkes anlayamaz. Ancak Evliyayı Mukarrabinden kendisine manevi perde açılanlar anlayabilir. Zira ahiret meta-ı bâki, dünyadakiler ise fanidir. Aralarında zıtlık olduğundandır ki, fani olan baki olandan faydalanamaz. Aralarında zıtlık olduğundan fâni olan bâki olanı anlayamaz.



Aleyhisselâm Efendimiz Küsuf (Güneş tutulma) namazındaki mütereddit halinden sorulduğunda buyurdular ki:

-“Cenneti gördüm, unkud (kılçığı olmayan parlak bir balık) dan yemek istedim. Eğer onu almış olsaydım dünya ayakta kaldığı müddetçe ondan yiyebilirdiniz.”

Bunun benzeri şu haldir ki; miskteki güzel kokunun varlığına rağmen, nezle olan kimse bu kokuyu hissedemez.



Burada, Medine ehli çok ilim ve temiz huy sahibi oldukları için suya benzediklerine işaret vardır. Onlara her hangi bir hile ve kötülük düşünenlerin hilesi kendi aleyhlerine döner.

“Bu durum sadece Aleyhisselâm Efendimizin hayatta olduğu zamana mahsustur” denilse de doğru olan, bu hükmün umumi olduğu, vefatından sonra da geçerli olduğudur.

Görülmez mi ki; Ümeyye oğulları zamanında Mekke’ye harb ilan eden İbni Ukbe dönüşünde helak oldu. Yine Yezid bin Muaviye de döndükten sonra helak olmuştu.



Rasülüllah Aleyhisselâmı ve Medine-i Münevvere’yi ziyaretin faziletine dair gelen çok rivayet vardır.



Enes Radıyallâhü Anh’ın rivayet ettiği bir Hadis Şerif’te Aleyhisselâm Efendimiz şöyle buyurdular:

-Kim ki sevap kastederek Medine’de beni ziyaret ederse, o benim mücavirim (komşum) olur. Kıyamet gününde ona şefaat ederim. (Sahihi Buhari Tecridi Sarih Tecrümesi 4/176)



Hadisi Şerif: “ Mümin hangi topraktan yaratıldı ise yine o toprağa defnedilir.”





Öyle ise Aleyhisselâm Efendimiz insanoğlunun en şereflisi oluğu gibi hususiyle onun mübarek cesedini içinde barındıran toprak da diğer topraklardan daha üstündür. Zira o, tartışmasız, miskten daha güzeldir. Başka yerlerde buruna çekip koklanmazken, peygamberimizin kabrini ziyaret eden, oranın havasını zevkle koklar, içine çeker.

En azından, Rasülüllah’ın mescidinde secde halinde iken alnını ve burnunu onun toprağının üzerine koyup koklamak suretiyle bu iş yapılır.



Hazreti Fatıma Radıyallahü Anha’dan:

Ahmed’in türbesini koklayana ne oluyor?

Bir daha başka bir koku koklamıyor.



İmamı Gazali de şöyle diyor:

Rasülüllah’ın mübarek kemiklerinin karıştığı toprağa muadil olacak hiçbir toprak yoktur.

O mübarek toprağı öpen ve onun güzel kokusunu koklayan kimseye müjdeler olsun.

Hususiyle, aşk ile koklayanlar, manevi tat olarak onu genzine çekenlere müjdeler olsun.



Şiir:

Seven kimseye sevgilisinin (bulunduğu yerin) toprağı, her sürmeden daha faydalı ve her güzel kokudan daha güzeldir.



Görmez misin ki, insanlar Leyla’nın kabrini Mecnundan sakladılar da O, toprağı koklaya koklaya O’nun kabrini buldu.



Beyit

Halk Leyla’nın kabrini sevgilisinden gizlemek istediler.

Halbuki kabrinin toprağının kokusu kabre delalet ediyordu.



Ne mutlu Medine-i Münevvere ve Ravza-i Mutahhara’yı ziyaret etmek suretiyle o mübarek toprağı koklayanlara! Lâkin o toprağı ancak sadık muhabbet ehli koklayabilir.









Denildi ki:

Kabir ahvali ahiret işlerindendir. Onu, keşif ehlinden ancak, perde kendisine açılanlar anlayabilir.



Rivayet edildi ki;

Bir arabi Aleyhisselâm efendimizin kabrine geldi, ziyaret etti ve göz yaşları ile şu şiiri okudu:

Ey, kemikler kendisine defnediln mekanların en hayırlısı!

Onun güzel kokusu ile ovalar ve tepeler mis kokuyor.

Canım feda (ya Rasülallah) senin bulunduğun kabre,

İffet orada, cömertlik orada, kerem orada.



Hasılı, müminin inancında Ravza-i Mutahhara’nın toprağı bütün güzel kokulardan daha üstündür.



Medine-i Tâhirenin faziletindendir ki, güzel kokuların kokusu diğer beldelere nisbetle Medine’de kat kat fazla olur.



Rasülüllah’ın şu hadisi şerifi bu fazilet cümlesindendir:

-“Allahım! Mekke’yi bereketli kıldığın gibi Medine’yi de benim (için her şeyini ziyade et, kat kat fazla) eyle.”



Hadisi Şerif:

Medine’nin sıcağına ve meşakkatlerine sabreden kimseye Hazreti Allah’ın cenneti lütfedeceğine ben kefilim.



Hadisi Şerif:

Körük demirin pasını giderdiği gibi, Medine’de (insanların şerleri sebebiyle oluşan (günah) pisliğini giderir.



Aleyhisselâm Efendimiz (Müşriklerin baskısı neticesi) Mekke’den çıkarken şöyle buyurdular:

“-Allahım! Mekanların (beldelerin) bana en sevimli olanından çıkardın, sana en sevimli olanında iskan eyle.”



Şu bir gerçektir ki; Mahallin şerefi orada bulunan zatın şerefi ile, meskenin kerameti de oturan kişinin kerameti iledir.





Buna göre; bir kimse “beldenin en mübarek ve en hayırlı olanında oturmak üzere yemin etse, onun ancak Medine-i Münevvere’de oturması icab eder

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla


Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..