Kur’an’da İnanç ve Davranış İlişkisi

Kuranda inanç ve davranış ilişkisi ..Kuranı Kerime göre inanç ve davranış ilişkisi nasıl olmalıdır?

Kur’ân-ı Kerim’de pek çok ayette iman salih amelle birlikte ele alınır. Bu durum, inancın insan davranışları üzerindeki etkilerini gösterir. Allah’a inanan, ölümünden sonra davranışlarının hesabını vereceğini bilen bir insan davranışlarını kontrol ederek zararlı olanlardan kaçınır. Kolayca yalan söyleyip iftirada bulunamaz ya da insanların alın teriyle kazandıklarına göz dikemez. Allah’a olan inancı onu başkalarına faydalı olacak işlere ve Allah’a kulluk görevlerini yapmaya yöneltir. Sevgi, saygı, hoşgörü ve adalet duyguları gelişir ve davranışlarında bu iyi nitelikler görülmeye başlar. İşlediği salih ameller, kalpteki inancın giderek güçlenmesine neden olur. Talak suresi, 11. ayette; “ İman edip iyi işler yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt da onlar içindir.” Buyrulmaktadır. Eğer iman, salih amel ve ibadetlerle desteklenmezse bir süre sonra onun kalben benimsenmesi zayıflayacaktır.Kur’an’da,Allah’ın indirdiği dine uygun her türlü tutum, yararlı, ıslah edici, düzeltici, içinde dirlik düzenlik barındıran davranışlara, doğru davranış (salih amel) denir. Salih amel Allah’ın rızasına, kişinin ve toplumun menfaatine uygun olan yararlı,düzeltici ve içinde dirlik ve düzen barındıran her güzel amel (iş), söz ve davranıştır. Aile içerisinde sevgi-saygı ve anne babaya itaat, doğru bir davranış ve salih bir ameldir.

Bunların yanı sıra Hastaları ziyaret etmek,muhtaçlara yardım eli uzatmak,büyüklere saygılı davranmak küçüklere sevgi beslemek,dürüst ve güvenilir olmak,içki,kumar,zina gibi haram ve yasaklardan kaçınmak,Riya (gösterişten uzak durmak),haset etmemek,Başkalarına zulüm yapmamak,haksızlık yapmamak,Allahın (namaz gibi)emirlerine itaat etmek gibi amellerde salih amellerdir.


Cenab-ı Hak salih amel hakkında Şura Sûresi’nde İbrahim (as)’dan hikayeten buyuruyor ki: (İnsanların) dirilecekleri gün, beni mahcup etme. O gün, ne mal fayda verir, ne de evlat. Ancak Allah’a kalb-i selim (temiz bir kalp ve salih amel) ile gelenler (o günde fayda bulur). (Eş-Şura - 87,88,89)



Açıklama:

“Beni mahcup etme” yani, evla olanı terk ettiğimden dolayı, beni azarlamak suretiyle beni mahcup etme, demektir. İyi kullar için hasene olan bazı haller (mukarrebin), Allah’a yakın olanlar için günah olur.



İbrahim (as)’ın Allah-ü Tealâ’nın kendisini mahcup etmeyeceğini bildiği halde böyle söylemesi kulluğunu izhar ve başkalarını kendine uymaya teşvik ve onları irşad etmek içindir. Yoksa peygamberler son nefes korkusundan emindirler (1)



“İnsanların dirilecekleri günde mahcup etme” demesi, Dünyada Cenab-ı Hak, settar isminin tecellisi ile kulların kusurlarını örtüyor. Mağfireti ve mahcup edilmemeyi ahiret hayatı için talep etmemiz lazımdır. İbrahim (a.s) bize bunu öğretmiş oluyor.



“O gün mal ve evlat fayda vermez” Yani mallar, dünyada hayır ve hasenat yolunda da harcanmış olsa, çocuklar, salih kimseler ve şefaat ehlide olsa, kişiye faydası olmaz.



“Ancak Allah’a selim bir kalple gelenler müstesna” Yani ancak küfür, nifak ve kötü ahlâk hastalığından temizlenmiş kalp sahiplerine dünyada yaptıkları hayır ve hasenat yolundaki harcamaları ve geri bıraktıkları salih evlatlar fayda verir.



İman inanılması gereken esaslar bakımından artma ve eksilme kabul etmez ama o güzel ve yararlı davranışlarla kalpte güç kazanır ya da bunların yapılmamasıyla zayıflar. İnanan insan dinimizin buyruklarına ve öğütlerine uyar ve davranışlarında dürüstlüğü, doğruluğu, adaleti, sevgi ve hoşgörüyü ilke edinir.

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla


Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..