Düşünme ve Aklını Kullanma İle İlgili Ayeti Kerimeler

Akıl ile ilgili Ayetler.Aklını kullanmak ve düşünmek ile ilgili Ayeti Kerimeler

Hz.Peygamber'in bir hadisinde; "Allah'ın yarattığı ilk şey akıldır. Allah onu yaratınca, "Dön (Bana)" dedi, o da döndü. Sonra da ona, "Geri dön" buyurdu, o da geri, arkasını döndü. Sonra Cenab-ı Hak; "İzzet ve celalime andolsun ki, senden daha şerefli bir şey halk(Yaratmadım) etmedim. Seninle alır, seninle veririm; seninle mükafatlandırır, seninle cezalandırırım..." buyurdu.
"Rabbimiz ALLAH (c.c.) şöyle buyurmaktadır. "Ne zaman onlara: ALLAHın indirdiklerine uyun' denilse onlar: 'Hayır biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız' derler. Ya atalarınız aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulamamış idiyseler?..."(Bakara 17

Atalarının izini sürdürmekte ısrar eden beyinsizler, sağır, kör ve akıl edemeyenler, tüm insanlığı da kendileri gibi olmaya zorlamakta .İnanmak, inancını yaşamak isteyen akıllı insana karşı koymak Hz. Musa'ya karşı çıkan Fir’avunun, Hz. Muhammed (s.a.s.)'e karşı çıkan Ebu Cehillerin özellikleridir. Müslüman akıllıdır. Yani aklını en doğru en güzel şekilde kullanandı

“Fikirler, bebekler gibi, zamanı gelince bu hayata doğarlar. Bebekler anne karnından, fikirler düşünen beyinlerden.! Onları aklınıza geldiğinde ifade etmez, geciktirirseniz ölü doğar ve bir işe yaramazlar.”



“Kullanılmayan ‘beyin’ yok sayılır.! Toplumda geri zekalılığın en yaygın sebebi de budur.”
İşte ülkelerin geri kalmasında,bugün git yarın gelde,diğer tarafta kaza olunca bu tarafta trafiğin tıkanmasında ,biz babamızdan böyle gördük te ki temel sorun buradadır.
Üç sey bir kimsede bulunursa,imanin tadini alir :
1- Allah'i ve Resulünü her seyden çok sevmek,
2- Sevdigini Allah için sevmek,
3- Küfre düsmekten,çok korkmak.Ramuz :S/259
Not:Aşağıdaki sayılar:1.sayı sure ismini(numarasını )2.sayı ayet sayısını gösterir.45.surenin 5.ayeti gibi)
45:5 - Gece ile gündüzün değişmesinde ve Allah'ın gökten bir rızık sebebi olan yağmuru indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgârları yönlendirmesinde aklını kullanan bir topluluk için nice delil vardır.

Kuran’dan akıl ve düşünmek eylemiyle ilgili ayetler
vardır.

49:4 - (Resülüm!) Sana odaların arkasından bağıranların çokları, aklı ermez kimselerdir.
40:67 - "Sizi (önce) bir topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir aleka (embriyo)dan yaratan, sonra sizi bir bebek olarak çıkaran, sonra güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz, sonra da ihtiyarlar olmanız için yaşatıp büyüten O'dur. İçinizden kimi de daha önce vefat ettiriliyor. (Bunları Allah) belirli bir süreye ulaşasınız ve aklınızı kullanasınız diye (böyle yapıyor)."
36:68 - Bununla beraber kimin ömrünü uzatıyorsak, yaratılışta onu (güçve kuvvetini alarak) tersine çeviriyoruz. Hâlâ akıllanmayacaklar mı?
29:63 - Andolsun ki onlara, "Gökten su indirip, onunla ölümünün ardındanyeryüzünü canlandıran kimdir?" diye sorsan, mutlaka, "Allah " derler. De ki: (Öyleyse) hamd de Allah'a mahsustur. Fakat çokları akıllarını kullanmazlar.
25:44 - Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten söz dinleyeceğini yahut akıllanacağını mı sanıyorsun? Gerçekte onlar hayvanlar gibidir, hatta gidişçe daha sapıktırlar.
23:80 - Ve O, yaşatan ve öldürendir; gecenin ve gündüzün değişmesi O'nun eseridir. Hâlâ aklınızı kullanmaz mısınız?
3:190 - Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için gerçekten açık, ibretli deliller vardır.

4:5 - Allah'ın, sizi başına diktiği mallarınızı aklı ermezlere vermeyin; o mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.
12:2 - Muhakkak ki, biz onu anlayasınız diye Arapça bir kitap olarak indirdik.
12:111 - Gerçekten de onların kıssalarında üstün akıllılar için bir ibret vardır. Bu Kur'ân uydurulmuş herhangi bir söz değildir. Lâkin kendisinden önce gelen kitapların tasdiki her şeyin ayrıntılarıyla açıklayıcısı ve iman edecek bir kavim için hidayet ve rahmettir.
“Eğer aklınızı kullanabiliyorsanız, O, doğunun da, batının da ve bunlar arasında olan her şeyin de Rabbidir” dedi (Musa). (ŞUARA SURESİ / 28)
10:42 - İçlerinden seni dinlemeye gelenler de var. Sen, sağırlara, üstelik akılsız da olanlara dinletebilir misin?

10:100 - Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kişinin iman etmesi mümkün değildir. Akıllarını kullanmayanlar üzerine Allah bir uğursuzluk yükler.
Size verilen her şey, yalnızca dünya hayatının metaı ve süsüdür. Allah katında olan ise, daha hayırlı ve daha süreklidir. Yine de, akıllanmayacak mısınız? (KASAS SURESİ / 60)
8:22 - Çünkü yeryüzünde dolaşan canlıların Allah katında en kötüsü anlamayan ve düşünmeyen sağırlarla dilsizlerdir.
Andolsun, biz akledebilecek bir kavim için orada apaçık bir ayet bırakmışızdır. (ANKEBUT SURESİ / 35)
6:140 - Bilgisizlik yüzünden beyinsizce çocuklarını öldürenler ve Allah'ın kendilerine verdiği rızkı, Allah'a iftira ederek haram kılanlar muhakkak ki, ziyana uğradılar. Bunlar, doğru yoldan sapmışlardır; hidayete erecek de değillerdir.
İşte bu örnekler; biz bunları insanlara vermekteyiz. Ancak alimlerden başkası bunlara akıl erdirmez. (ANKEBUT SURESİ / 43)
Andolsun onlara: “Gökten su indirip de ölümünden sonra yeryüzünü dirilten kimdir?” diye soracak olursan, şüphesiz: “Allah” diyecekler. De ki: “Hamd Allah’ındır.” Hayır, onların çoğu akletmiyorlar. (ANKEBUT SURESİ / 63)
13:19 - Şimdi Rabbinden sana indirilenin gerçekten hak olduğunu bilen bir kimse, kör olan bir kimse gibi olur mu? Fakat bunu ancak üstün akıllı ve temiz vicdanlı kimseler idrak ederler.
Size bir korku ve umut (unsuru) olarak şimşeği göstermesi ile gökten su indirmek suretiyle ölümünden sonra yeri onunla diriltmesi de, O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, aklını kullanabilecek bir kavim için gerçekten ayetler vardır. (RUM SURESİ / 24)
2:13 - Onlara: "İnsanların (müslümanların) inandığı gibi inanın." denilince, "Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?" derler. İyi bilin ki, asıl beyinsiz kendileridir fakat bilmezler.(Bakara13)
2:75 - Şimdi bunların, size hemen inanacaklarını ümit mi ediyorsunuz? Halbuki bunlardan bir grup vardı ki, Allah'ın kelâmını işitirlerdi de sonra ona akılları yattığı halde bile bile onu tahrif ederlerdi.
2:170 - Onlara: "Allah'ın indirdiğine uyun." dendiği vakit de: "Yok, atalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız." dediler. Ya ataları bir şeye akıl erdiremez ve doğruyu seçemez idiyseler de mi onlara uyacaklar?
16:12 - Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize O verdi. Bütün yıldızlar da O'nun emrine boyun eğmişlerdir. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan bir toplum için ibretler vardır.

Olumsuz duyguları olumluya kanalize ile, Fâtiha Sûresi'nde belirtilen “sırat-ı mustakîm” (dosdoğru yol) üzere terbiye eden peygamberlerdir. Eğer onların çağrısı ve tebliği din/iman olmazsa, dünya cehenneme döner. Kalbi işlettiren merhamet, hürmet/saygıdır. Hürmet ve merhamet insan kalbinden çıksa, akıl ve zekâvet(zevke düşkünlük), o insanları gâyet dehşetli gaddar canavarlar hükmüne geçirir.1 Bunun örneklerini, insanlık tarihi boyunca, Kabil’den başlayıp Karun, Firavun, Şeddat, Neron, Stalin, Lenin, Mao gibi meşhur zalimler, I. ve II. Dünya savaşlarına sebep olanlar göstermişlerdir.


AKIL ve ÜSTÜNLÜK
Akıl Nedir?

"İslam alimleri, aklı; 'İyiyi kötüden ayırt edip, iyi olanı yapma ve kötü olandan kaçınma gücü’ anlamında kullanmışlardır." (4) D.İ.V.A II./243
Aklın bir başka manası ise; "Bilmek, anlamak, şuurlu olmak, duymak, temkinli ve işinde gücünde derli toplu olmaktır." (5) Prof.Dr.Hüseyin Atay, Kur'an'a Göre İman Esasları, Ank. s.101

Akıl ile insan, kendini ve başkalarını bilir. Sadece bilmekle kalmaz, "bildiğini" biliyor olmanın ayrıcalığına erişir. Ki, şuur ya da bilinçli olmak da budur. Kişi, "bildiğinin farkında olmak"la, yaratılışın sırrına erme, hayatın anlamını kavrama imkanına erişir.
Yüce Yaratıcı, akılla bilinir; din, aklı olanı muhatap alır; İlahi mesaj aklı olana hitap eder.
İnsan, eşref bir varlık olduğunu da akıl sayesinde anlar.
Fransız düşünür Garaudy; aklın insana bir lütuf olduğunu belirtirken, kusursuz aklın, sebepler ve gayeleri araştırmanın yanında, her şeyde Allah'ın varlığının ve eserlerinin işaretini, 'ayetini' görmesi gerektiğini belirtir." (8) R.Garaudy, İslam ve İnsanlığın Geleceği, Pınar yay. İst. 1990, s.90

Alexis Carrel'in dediği gibi; "Akıl bu dünyanın en muazzam gücüdür. O, yeryüzünü altüst etmiş, medeniyetler kurmuş ve yıkmıştır." (11) Dr.Alexis Carrel, age, s.114 Bütün bunlar, aklın bilgiyi kullanması ile olmuştur. Ancak, bilgisiz akıl çaresizdir.


"Önce Akıl Yaratıldı"

Dini kaynaklarda, önce aklın yaratıldığının anlatılması da aklın önemini gösteren bir ölçü.
Hz.Peygamber'in bir hadisinde; "Allah'ın yarattığı ilk şey akıldır. Allah onu yaratınca, "Dön (Bana)" dedi, o da döndü. Sonra da ona, "Geri dön" buyurdu, o da geri, arkasını döndü. Sonra Cenab-ı Hak; "İzzet ve celalime andolsun ki, senden daha şerefli bir şey halk(Yaratmadım) etmedim. Seninle alır, seninle veririm; seninle mükafatlandırır, seninle cezalandırırım..." buyurdu. (12) el-Acluni Keşfu'l-hafa, Daru'l- kutubi'l-ilmiyye, Beyrut-140871988,1/236-237.263)
Aklı olmayana sorumluluk yüklenmediği gibi, ceza da söz konusu değil.
Yaratılmışların birbirine üstünlüğü de akılla ve aklın edindiği bilgi ile olur.
İnsan ancak akıl ile, başka yaratıklardan istifade edecek konuma yükselir.
Fert ya da toplum, kendilerine verilen aklı kullanma hususunda gereğini yapmaz ise, aklını kullanan başka toplumların istifade alanına girer. İstifade eden mevkiinde olması gerekirken, istifade edilen konumuna düşmek fiilen 'eşref bir varlık' olma özelliğini de kaybetmek demektir.
Aklın, fonksiyonel, yani kullanılır durumda olabilmesi, doğru bilgi ile desteklenmesine bağlı. Bunun için, ilk insana ilk bilgi yine bizzat aklın ve insanın Yaratıcısı olan Rabb'i tarafından verilmişti.
'Akıl' sahiplerini muhatap alan, ilahi dinin imkanlarından istifade etmek de, yine aklın kullanılır durumda olmasını gerektirir.
Kur'an, ancak aklını kullananlar için "hayat kılavuzu" ve yol göstericidir.
Bu açıdan bakıldığında, Hz. Peygamber'in; "Hiç bir kimse, kendisini hidayet yoluna ileten ya da onu helak olmaktan men eden bir akıl ve tecrübeden daha değerli ve daha üstün bir şey kazanmış değildir" hadisi daha iyi anlaşılır.
Kur'an'ın akla verdiği öneme dikkat çeken Muhammed Abduh, Tevhid Risalesi'nde bunu şöyle dile getirir; "Kur'an, akla hitap eder ve fikri uyandırır. Kainattaki eşsiz nizamı, yönetim kanunlarını ve onda tezahür eden hikmet ve kemali bize gösterir. Ortaya koyduğu esasların doğruluğuna yakinen inanmak ve çağırdığı gayeye samimi olarak bağlanmak üzere, akıldan, Kur'an'ın kainatla ilgili olarak söylediği her şeyi titizlikle incelemesi istenir."(13) Sabri Hizmetli, Tevhid Risalesi, Fecr Yayınları, Ankara-1986,s.75
"Varlık hiyerarşisinde Cenab-ı Hak tarafından, "halife" olmaya ehil ve liyakatli kılınan; böylece de tüm alem kendi hizmetine sunulmuş bulunan insanı yücelten en büyük özellik akıl.." (15) Muhammed Ebu Zehra, İslam Hukuk metadolojisi, çev. Abdülkadir Şener, Ank. ÜİF Yayınları, Ank. 1973. s.319
Ancak, bilgiye ulaşma ve bilgiyi kullanmada yeri doldurulmaz bir vasıta olmasına rağmen, batı kültüründeki gibi, “aklın tanrılaştırılması tehlikesine” karşı da dikkatli olmalıdır.
"Yunan-Batı aklında ise Allah-insan-tabiat ilişkisi İslam aklındakinden hayli farklıdır. Yunan-Batı aklında insan, İslam aklındaki Allah'ın yerini almıştır.. İnsan aktif, Allah ise pasif konumda tasavvur edilmiştir.. Aklın bu akışı ile insan, "sınırsız" ve "sorumsuz" bir konuma yerleştirilmiştir. "Mutlak fail" makamındadır. Bu da, onun bir tür tanrılık iddiası anlamına gelir. Yunan-Batı aklı’nın temelinde yatan bu tasavvur Latince şöyle formüle edilmiştir; "Homo homini deus"= İnsan insanın tanrısıdır." (16) Mustafa İslamoğlu, Aklın Yeniden İnşası, s.86,87
Bütün bunların sonucu olarak, "insanlaştırılan tanrılar" ile "tanrılaştırılan insanlar" arasına sıkışan birey ve toplumlar, yaratılış amacından uzak, mutsuz ve huzursuz bir hayat sürmek zorunda kalırlar.


Dünya ve Ahrette Üstünlük "Akıl"la
“Allah aklını kullanmayanların üzerine pislik atar(iğrenç hayatta yaşatır”(Yunus suresi100)

Allah'ın, insanlara hayatı kullanma kılavuzu olarak gönderdiği 'Kitap'ta da akıl sıklıkla geçer.
"Kur'an da 49 yerde akıl kelimesinin geçmesi, onun akla verdiği önemi gösterir. Bu kelimelerin tamamının fiil(Çalıştırılan akıl ) şeklinde geçmesi ise manidardır.
Amaç sadece akılla ilgili bilgi sahibi olmak değil, onu kullanmak, değerlendirmek, amacına uygun çalışmasını sağlamaktır. Çünkü onun sağlıklı çalışması, insan ve insanlığın inkişafına, mutluluğuna medar olacak; çalışmaması ise, insanın ve insanlığın çöküşünü hazırlayacaktır. Kur'an bütün kötülükleri, aklın sağlıklı kullanılmamasında gördüğü gibi, bütün iyilikleri de onun işlevini yerine getirmesinde görmüştür. Kendisine verilen diğer nimetlerle beraber aklını kullanamayan insanları insan olarak kabul etmemiş, onları hayvanlardan da aşağı saymıştır." (17) Prof.Dr.Y.Fersahoğlu, Kur'an'da Zihin Eğitimi, s.30
Ayette; "And olsun ki biz, insanı en güzel biçimde yarattık"(95/Tin,4) İfadesi, gerek beşeri mükemmeliyet, gerek biçim, gerekse mana bakımından olabilecek en güzel kıvamı kapsarken, (aynı zamanda) harikulade bir idrak yeteneği ve akıl melekesine sahip olması anlamındadır." (18) el-Alusi, Ru'hu'l-meani,Beyrut,ts. XXX/175)
Bu aklın, İslam literatüründeki adı "akl-ı selim" dir.
Bir defasında Rasulullah'ın huzurunda bir adamdan övgüyle bahsedildi. Hz.Peygamber bunun üzerine "aklı nasıldır?" diye sordu.
"Ya Rasullallah, onun ibadetinden, ahlakından, fazilet ve edebinden bahsediyoruz" dediler.
O yine sordu; "Aklı nasıldır?"
"Ya Rasullallah, biz onun ibadetini ve bütün hayırlarını övüyoruz, sen bizden aklını soruyorsun!" dediler.
Onlara şöyle söyledi; "Ahmak (akılsız) bir abid, cehaleti sebebiyle, günahkarların içine düştüğü günahlardan daha büyüğüne düşebilir."
Bu ifadeler, her tür fazilete sahip olsalar bile aklı kıt olan kimselerin her an bir tehlikeye düşebileceklerine işaret etmektedir. Başka bir ifade ile aklın, bir insan için her şeyden önce geldiğine dikkat çekilmektedir." (19) Y.Fersahlıoğlu s.204
"Maturidi'ye göre, insan Allah'ı -hiç vahiy olmadan bile- akıl yoluyla bilmek zorundadır. Yani Allah bilgisinin zorunlu doğası akla dayalıdır
Ebu Hanife de; "Allah, insanlığa hiç resul göndermemiş olsa idi bile, insandan yine akıl yolu ile Allah'tan yana bilgi sahibi olması beklenecekti", diyor. (21) Y.Fersahoğlu, age,s.45
"İnsanın, tüm yaratılmışlar içinde seçkin bir varlık olmasının temel dayanağı, onun, dini emirlere muhatap tutulması ve ahlaki bir varlık olmasının da ön koşulu olan “akıl ve ilim istidadı” ile donanmış oluşudur.
İşte bu sebeple insanın aklının ve hür iradesi ile seçme hakkının önüne bir engel konmaması gerekir ki kişi kendi davranışlarının sorumluluğunu taşıma, mükafatını hak etme ve cezasına müstahak olma durumunda bulunabilsin.

mevlana

Bildiklerini
anlat, ama aklı vermeye kalkma, anlatılanları iyi dinle, ama hepsini
doğru sanma. Sessiz kalmak, bir şey bilmediğin anlamına gelmez, çok
konuşmakta çok şey bildiğini göstermez. Herkesi kendine eşit gör, her
kim olursa olsun bir insanı küçümsemek akılsızlık, çok büyük görmekte
...korkaklıktır. Cesaret akıldan ...gelirse cesarettir, bilgisizlikten gelirse cehalettir... (Hz. Mevlana)

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla


Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..