Küçüklere örnek olmak için neler yapmalıyız?

Küçüklere örnek olmak için neler yapmalıyız?Küçüklere sevgi,ve merhamet göstermek

Küçüklerimize merhamet ve sevgi göstermeliyiz. Çünkü bu onların ruh sağlığının korunmasında zekâ ve karakterlerinin gelişmesinde önemli bir ihtiyaçtır. Dinimiz, yarının büyükleri olacak çocuklarımızı sevmeyi, onlara merhamet etmeyi ve en iyi şekilde eğitmeyi emretmiştir. Çünkü çocuklarını eğitmeyen onlara iyi ahlak kazandırmayan toplumlar geleceğe umutla bakmazlar. Her hal ve hareketiyle bize örnek olan Peygamberimiz de: “Küçüklerine merhamet etmeyen büyüklerine saygı göstermeyen bizden değildir.” buyurarak küçüklerimizi sevmeyi onlara merhamet göstermeyi emretmiştir.

Peygamberimiz (s.a.v.) Kendisi de çocukları çok sever onlarla ilgilenir onların başlarını okşar ve gerektiğinde çeşitli hediyelerle onları sevindirirdi.•

" İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez. (Buhârî, Tevhîd, 2)buyurmuşlardır.


• Bir adam yanındaki çocukla Hz. Peygamber (s.a.s.)’e geldi. Adam çocuğu bağrına basıyordu. Hz. Peygamber (s.a.s.) “Ona karşı merhametlisin değil mi?” diye sorunca adam: “Evet” dedi. Bunun üzerine O (s.a.s.): “Allah O’na karşı senden daha merhametlidir. O, merhametlilerin en merhametlisidir” buyurdu. (Buhârî, Edebü’l-Müfred, 137)


• Yüce Allah: “Ben mehametlilerin en merhametlisiyim. Bana hiçbir şeyi ortak koşmayanları cennetime koyun” buyurur ve bunun üzerine onlar cennete girerler. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1, 4)


• Çölde yaşayan Araplardan bazıları Resulullah’ın (s.a.s.) yanına geldiler; (Onun çocukları öpüp sevdiğini görünce):

-Siz çocuklarınızı öpüyor musunuz? dediler. Hz. Peygamber (s.a.s.):

-Evet cevabını verince onlar:

-Ama biz vallahi çocukları öpmeyiz dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.s.):

-Allah sizin kalbinizden merhameti söktüyse ben ne yapabilirim, buyurdu. (Müslim, Fedâil, 64)



• Akra’ b. Hâbis Hz. Peygamber (s.a.s.)’i torunu Hasan’ı öperken görünce: “Benim on çocuğum var onlardan birini bile öpmedim” dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.s.): “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” buyurdu. (Müslim, Fedâil, 65)Bir bayram sabahı Sevgili Peygamberimiz, yolda giderken oynayan çocukları görür. Bütün çocuklar oynamakta fakat bir tanesi üzüntülü bir şekilde diğerlerinden ayrı bir tarafta bulunmaktadır. Üzerindeki elbiseler yırtık pırtıktır. Peygamberimiz çocuğa yaklaşır ve sorar:
- Evladım bu halin nedir'? Niçin üzüntülü ve ağlamaklısın?

Peygamberimizi tanımayan çocuk der ki:
- Amca, beni yalnız bırak. Benim babam Peygamber ile savaşırken şehit oldu, Annem başka bir adamla evlendi. O adam da beni kabul etmiyor. Şimdi yiyecek-içecek bir şeyim ve kalacak bir yerim yok. Anası babası olan bu çocukların hallerini gördüm de kederlendim onun için ağlıyorum.
Peyamberimiz çocuğun elinden tuttu ve dedi ki:
- İster misin, senin baban ben olayım. Annen Aişe olsun, Fatıma kız kardeşin, Ali amcan olsun?

Bunun üzerine, konuşan zatın Allah'ın Rasulü olduğunu anlayan çocuk:
- Nasıl istemem Ya Rasulüllah. dedi.
Hz. Peygamber onu evine götürdü; yedirip içirdi.
Güzelce giyindirdi. Üzüntüsü giden çocuk sevinç içinde diğer çocukların yanına gitti. Biraz önce üzüntü içinde gördükleri bu çocuğun neşeli haline şaşıran diğer arkadaşları:
- Sen biraz önce böyle değildin. Sana ne oldu? dediler.
Çocuk:
- Açtım doydum, çıplaktım giyindim, babam yoktu Rasulüllah babam oldu. Aişe annem, Ali amcam Fatıma kız kardeşim oldu, diye meseleyi anlattı. Bunun üzerine buna gıpta eden diğer çocuklar:
- Keşke bizim de babamız da şehit olsaydı da, bizim de babamız Hazreti Rasulüllah olsaydı, dediler.
Bu çocuk Hz. Peygamberin vefatına kadar onun yanında kaldı. Peygamberimiz'in vefatında, ağlayarak:
- İşte esas şimdi tam yetim kaldım, diye başına toprak saçıyordu.
Peygamberimiz'in vefatından sonra bu çocuğu Hz. Ebubekir Efendimiz himayesine almıştır.

İnsanlara yaşarken değer verdiğimizi göstermek, küçükleri sevmek ve kimsenin kalbini kırmamaya çalışmak, tatlı dil ve güler yüzle onların gönlünü almak ne güzel bir davranış değil mi?

Gerek aile içinde gerekse arkadaşlarının arasında kişilerin yaptıkları işler daha çok görülür ve hatalarını gizlemeleri daha zor olur. Sevildikleri için de yapılan her hareket sempatik kabul edilir bazen. Argo konuşmasından rahatsız olup arkadaşını uyaran bir genç, kendi ifadelerinin taklit edildiğinden habersiz olabilmektedir. Hal böyleyken sürecin tersine de işleyebildiğini görüyoruz. Hep kendimizden küçüklere ya da yaşıtlarımıza örnek olmuyoruz, bazen bizden büyüklere de örnek olabiliyoruz. Nice ebeveynler duyuyoruz ki çocuğunun namaz kılması kendisine örnek oluyor ve o da namaza başlıyor. Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in (r.a) yanlış abdest alan yaşlı bir adama abdest almayı öğretme usulü büyüklere güzel örnek olmayı anlatma adına çok çarpıcı bize göre.

Abdestini düzgün almayan bir kişiyi uyarmak için çok nazik bir metot seçmişler ve yaptığı yanlışı o kişinin yüzüne söylemek yerine şöyle bir yolu tercih etmişlerdir Efendimiz’in sevgili torunları. Hz. Hasan (r.a) o adama gidip “Affedersiniz efendim... Ben ve kardeşim namaz kılmaya yeni başladık. Fakat hangimizin doğru abdest aldığı konusunda anlaşamıyoruz. Siz aramızda hakem olsanız, biz de abdest alsak, bakalım hangimiz doğru şekilde abdest alıyoruz bir öğrensek” demişlerdir. Böylelikle adamın yanında güzelce abdest alıp doğrusunu göstermiş olurlar. Sonunda o da hatasını anlayıp şöyle der: “Evlatlarım, siz doğru abdest alıyorsunuz, ama ben yanlış yapıyormuşum. Size ne kadar teşekkür etsem azdır.” Örnek olma tabiri çok yüksek bir hedef gibi geliyor kulağa. Ancak kimsenin dört dörtlük, hatasız olamayacağını düşünürsek işin bir ucundan tutmayla kendimizi ve çevremizi geliştirebileceğimiz sonucuna kolayca varabiliriz. Sadece tek bir iyi özelliğimiz bile iyi örnek olmaya yetebilir.Unutmamak lazım "örnek alınan şeyler şahışlar değil onların davranışlarıdır".


Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla


Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..