CAHİLİYYE DEVRİNİN YANLIŞ İNANÇ VE ADETLERİ
Cahiliyye dönemindeki insanların inanç ve adetleri nelerdir?Cahiliyye devrindeki insanların yanlış ve batıl olan inançlar hangileridir?Cahiliyye dönemi insanları nasıl yaşardı?Câhiliyye Arablarının bir takım yanlış inançları ve çirkin adetleri vardı.
Bunlardan bazıları:
1-Kestikleri kurbanların kanlarını Kabe’ye sürmeleri,
2-Fakirlik korkusuyla kız çocuklarını diri diri toprağa gömmek.
Cahiliyye devrinde birisinin kız çocuğu dünyaya geldiği zaman onu diri diri toprağa gömerdi. Kendisine “bir kızın doğdu” diye müjdelendiği zaman öfkelenir ve yüzünü karartırdı. Onlar kız çocuklarını utanma korkusuyla öldürürlerdi.
Mekke’de bir dağ vardı, ona “Ebu Delâme” derlerdi. Kureyşliler kız çocuklarını orada diri diri gömerlerdi.Bir rivayete göre:
(Şair) Ferazdak’ın dedesi Sa’saa kız çocuklarını satın alır ve onları öldürülmekten kurtarırdı. Her kız çocuğu iki dişi, bir erkek deveye idi.
İslâm dini geldiğinde bu âdeti iptal etti ve haram kıldı.
Allâh’ü Teâlâ İsra suresinde şöyle buyurdu:
-“Fakirlik korkusu ile çocuklarınızı öldürmeyin. Onlara da, size de rızkı biz veririz. Muhakkak ki onları öldürmek, çok büyük bir günahtır. (İsra-31)
3-Ratîme âdeti:
Arablar, kendilerinden birisi öldüğü zaman devesini kabrinin yanı başına bağlarlar, gözlerini kapatırlar ve hayvanı ölüme terk ederlerdi. Ölü diriltilip kabrinden kalktığı zaman ona bineceğine inanırlardı.
4-Hâme inancı:
İnsan öldürüldüğünde intikâmı alınmadığı zaman, onun başından Hâme adında baykuşa benzer bir kuş çıkar ve intikâmı alınıncaya kadar o kişinin kabri üstünde “beni sulayın” diye bağırmaya devam eder.
5-Safer inancı:
İnsan acıktığı zaman, eğe kemikleri üstünden karnında bulunan ve “Safer” denilen bir yılan meydana çıkar ve onu ısırır.
Bunlar ve bunların dışında daha başka çirkin adetler ve batıl inançlar da vardı ki, İslâm geldi, onların bu evhamdan ibaret olan âdetlerini iptal etti.
Hadis-i Şerif: Advâ (hastalık sirayeti) yoktur (Allah izin vermedikçe.) Kuşu uğursuz saymak da yoktur. Hâme (baykuşa benzeyen kuş) da yoktur. Safer (insanın karnındaki yılan, hastalık inancı) da yoktur. (Ramuz. 2/481)
Hadis-i Şerifte geçen Advâ; hastalığın, sahibinden geçip başkasına sirayet etmesidir ki tabiatçılar bunun bittabi’ (hiçbir sebep yok iken) sirayet edeceğine inanırlar. Halbuki o, meşiyyeti Rabbaniyye’ye (Allah’ın dilemesine) bağlıdır.
Tıyara; bir şeyi uğursuz, şer alâmeti saymak demektir.
Safer ise ya zikredildiği gibi insanın karnında bulunan bir hayvandır. Ya da Nesî’de Muharrem ayını geciktirip Safere bırakmak demektir.
Bunlardan bazıları:
1-Kestikleri kurbanların kanlarını Kabe’ye sürmeleri,
2-Fakirlik korkusuyla kız çocuklarını diri diri toprağa gömmek.
Cahiliyye devrinde birisinin kız çocuğu dünyaya geldiği zaman onu diri diri toprağa gömerdi. Kendisine “bir kızın doğdu” diye müjdelendiği zaman öfkelenir ve yüzünü karartırdı. Onlar kız çocuklarını utanma korkusuyla öldürürlerdi.
Mekke’de bir dağ vardı, ona “Ebu Delâme” derlerdi. Kureyşliler kız çocuklarını orada diri diri gömerlerdi.Bir rivayete göre:
(Şair) Ferazdak’ın dedesi Sa’saa kız çocuklarını satın alır ve onları öldürülmekten kurtarırdı. Her kız çocuğu iki dişi, bir erkek deveye idi.
İslâm dini geldiğinde bu âdeti iptal etti ve haram kıldı.
Allâh’ü Teâlâ İsra suresinde şöyle buyurdu:
-“Fakirlik korkusu ile çocuklarınızı öldürmeyin. Onlara da, size de rızkı biz veririz. Muhakkak ki onları öldürmek, çok büyük bir günahtır. (İsra-31)
3-Ratîme âdeti:
Arablar, kendilerinden birisi öldüğü zaman devesini kabrinin yanı başına bağlarlar, gözlerini kapatırlar ve hayvanı ölüme terk ederlerdi. Ölü diriltilip kabrinden kalktığı zaman ona bineceğine inanırlardı.
4-Hâme inancı:
İnsan öldürüldüğünde intikâmı alınmadığı zaman, onun başından Hâme adında baykuşa benzer bir kuş çıkar ve intikâmı alınıncaya kadar o kişinin kabri üstünde “beni sulayın” diye bağırmaya devam eder.
5-Safer inancı:
İnsan acıktığı zaman, eğe kemikleri üstünden karnında bulunan ve “Safer” denilen bir yılan meydana çıkar ve onu ısırır.
Bunlar ve bunların dışında daha başka çirkin adetler ve batıl inançlar da vardı ki, İslâm geldi, onların bu evhamdan ibaret olan âdetlerini iptal etti.
Hadis-i Şerif: Advâ (hastalık sirayeti) yoktur (Allah izin vermedikçe.) Kuşu uğursuz saymak da yoktur. Hâme (baykuşa benzeyen kuş) da yoktur. Safer (insanın karnındaki yılan, hastalık inancı) da yoktur. (Ramuz. 2/481)
Hadis-i Şerifte geçen Advâ; hastalığın, sahibinden geçip başkasına sirayet etmesidir ki tabiatçılar bunun bittabi’ (hiçbir sebep yok iken) sirayet edeceğine inanırlar. Halbuki o, meşiyyeti Rabbaniyye’ye (Allah’ın dilemesine) bağlıdır.
Tıyara; bir şeyi uğursuz, şer alâmeti saymak demektir.
Safer ise ya zikredildiği gibi insanın karnında bulunan bir hayvandır. Ya da Nesî’de Muharrem ayını geciktirip Safere bırakmak demektir.
Konular
- Akika kurbanı hangi hayvanlardan kesilir?
- Akika kurbanının kemikleri kırılır mı?
- İkiz çocuklara bir akika kurbanı kesmek yeterli olur mu?
- Akika kurbanının hükmü, önemi ve fazileti nedir?
- Akika kurbanına nasıl niyet edilir?
- Akika kurbanı kaç yaşına kadar kesilir?
- Ölen çocuk için Akika kurbanı kesilir mi?
- Akika kurbanı namazından sonra okunacak dualar?
- Akika kurbanı keserken nasıl dua edilir?
- Akika kurbanının kanını çocuklara sürmek bidat mıdır?
- Dinin tanımı ve çeşitleri nedir?
- Nazar(göz) değmesi ve Nazardan korunmanın yolları
- İnsanın kendine nazarı değer mi?
- Peygamberimizi tanımak ve bilmek
- Elli dört (54) farz hangileridir?
- Nefsi Emmare nedir?Nefsin tanımı..
- Sefer ve seferi olmanın hükümleri nedir?
- Hz.Muhammed (S.A.V.)’in doğduğu ortamdaki ahlaki ve toplumsal durum
- Peygamberimizin bütün insanlığa örnek olan hayatı?
- Peygamberlerin sıfatları ve özellikleri nelerdir?
- Yemin orucu tutarken ara verilir mi?
- Hayvan beyni,ve bağırsağı yemek caizmdir?
- Karısını üç kez boşayan kimse ne yapmalı?
- İhramda haram ve yasak olan şeyler..
- Hacda yapılması gerekenler
- Namazda şüphe etmenin hükümleri..
- Öğrenciye kurban,zekat vb. düşermi?
- Vefat eden (ölen) kişiye yapılması gerekenler
- Ölüm döşeğinde olan hastanın yanında yapılacaklar
- Cenazeyi (ölüyü) yıkamadan yanında Kur'an-ı Kerim okunur mu?