Peygamber (s.a.v.)'in adaleti...ve Hz.Ukkaşenin Peygamberimizden hakkını alması....
Hz.Ukkaşe Peygamberimizden nasıl hakkını almış...Hz. Ukkaşe Peygamber (s.a.v.)'e nasıl kısasta bulunmuştur...Peygamber (s.a.v.)Efendimiz bütün yaratılanların en adaletlisi ve en merhametlisidir.Bunun en güzel örneklerinden biride Hz.Ukkaşe ile arasında geçen kısasa kısas olarak hakkını vermesidir:
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.), vefâtlarına yakın, bir hutbelerinden sonra şöyle buyurdular:
“Ey Müslüman cemaati, muhakkak ben sizin için nebî, nasîhatçi ve Allâh’ın izni ile ona davetçiyim. Ben sizin için öz kardeş, merhametli peder makamındayım. Sizden kimin bende bir hakkı var ise kalksın da kıyâmette kısasdan önce benden kısas yapsın.”
Hiç kimse kalkmayınca, ikinci defa ve sonra üçüncü defa (mübârek sözlerini) tekrar buyurdular. Üçüncüde Ukkâşe bin Mihsan ayağa kalktı. Resûlullâhın önüne varıp:
“Anam babam fedâ olsun Yâ Resûlallâh, eğer siz üç defa buyurmasa idiniz, böyle bir şeyi aslâ arz etmez idim. Ben sizinle bir gazâda iken devemden inip dizinizi öpmek için size yaklaştım, siz bu sırada devenizi hızlandırmak için kullandığınız sopanızı kaldırıp böğrüme vurdunuz.” deyince Resûlullâh Efendimiz: Hz. Bilâl’e Hz. Fâtıma’nın hânesinden sopasını getirmesini emir buyurdular. Hz. Bilâl sopayı getirip Resûlullâh’a, Resûlullâh da Ukkâşe’ye verdi.
Hz. Ebûbekr ve Ömer, onlardan sonra Hz. Ali sonra da Hz. Hasan ve Hüseyin Efendilerimiz Ukkaşe’ye kendilerine kısas yapmasını söylediler: “Yâ Ukkâşe, işte bizler önündeyiz, kısası bizden yap, Nebî aleyhisselâmdan yapma” dediler. Resûlullah razı olmadı: “Oturunuz, Muhakkak Allâh sizin derecenizi ve niyyetinizi bilir” dedi.
Sonra “Yâ Ukkâşe, vuracaksan vur.” dedi. Ukkâşe “Yâ Resûlallâh siz vurduğunuzda üzerimde elbisem yoktu” deyince Resûlullâh elbisesini açtı. Mesciddekiler sesli ağlamağa başladılar. Ukkâşe hemen eğildi ve sırtını öperek;
“Ruhum size fedâ olsun, Yâ Resûlallâh, sizden kısas yaparak kimin gönlü hoş olur. Ben bunu ancak cismim mübârek cisminize değsin de Rabbim senin hürmetine beni ateşinden muhâfaza etsin diye yaptım” dedi. Bunun üzerine Resûlullâh (s.a.v.);
“Cennet ehlinden birine bakmak kimin hoşuna giderse şu zâta baksın” buyurdular. Mesciddekiler gelip alnından öptüler ve; “Müjde olsun ki pek yüksek makamlara ve Resûlullâh’ın komşuluğuna erdin” diye tebrik ettiler.
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.), vefâtlarına yakın, bir hutbelerinden sonra şöyle buyurdular:
“Ey Müslüman cemaati, muhakkak ben sizin için nebî, nasîhatçi ve Allâh’ın izni ile ona davetçiyim. Ben sizin için öz kardeş, merhametli peder makamındayım. Sizden kimin bende bir hakkı var ise kalksın da kıyâmette kısasdan önce benden kısas yapsın.”
Hiç kimse kalkmayınca, ikinci defa ve sonra üçüncü defa (mübârek sözlerini) tekrar buyurdular. Üçüncüde Ukkâşe bin Mihsan ayağa kalktı. Resûlullâhın önüne varıp:
“Anam babam fedâ olsun Yâ Resûlallâh, eğer siz üç defa buyurmasa idiniz, böyle bir şeyi aslâ arz etmez idim. Ben sizinle bir gazâda iken devemden inip dizinizi öpmek için size yaklaştım, siz bu sırada devenizi hızlandırmak için kullandığınız sopanızı kaldırıp böğrüme vurdunuz.” deyince Resûlullâh Efendimiz: Hz. Bilâl’e Hz. Fâtıma’nın hânesinden sopasını getirmesini emir buyurdular. Hz. Bilâl sopayı getirip Resûlullâh’a, Resûlullâh da Ukkâşe’ye verdi.
Hz. Ebûbekr ve Ömer, onlardan sonra Hz. Ali sonra da Hz. Hasan ve Hüseyin Efendilerimiz Ukkaşe’ye kendilerine kısas yapmasını söylediler: “Yâ Ukkâşe, işte bizler önündeyiz, kısası bizden yap, Nebî aleyhisselâmdan yapma” dediler. Resûlullah razı olmadı: “Oturunuz, Muhakkak Allâh sizin derecenizi ve niyyetinizi bilir” dedi.
Sonra “Yâ Ukkâşe, vuracaksan vur.” dedi. Ukkâşe “Yâ Resûlallâh siz vurduğunuzda üzerimde elbisem yoktu” deyince Resûlullâh elbisesini açtı. Mesciddekiler sesli ağlamağa başladılar. Ukkâşe hemen eğildi ve sırtını öperek;
“Ruhum size fedâ olsun, Yâ Resûlallâh, sizden kısas yaparak kimin gönlü hoş olur. Ben bunu ancak cismim mübârek cisminize değsin de Rabbim senin hürmetine beni ateşinden muhâfaza etsin diye yaptım” dedi. Bunun üzerine Resûlullâh (s.a.v.);
“Cennet ehlinden birine bakmak kimin hoşuna giderse şu zâta baksın” buyurdular. Mesciddekiler gelip alnından öptüler ve; “Müjde olsun ki pek yüksek makamlara ve Resûlullâh’ın komşuluğuna erdin” diye tebrik ettiler.
Konular
- Hz. Nuh ve Gemisi...
- Nuh tufanı ve Aşure...
- Aşureyi ilk kim pişirdi?
- Aşure ve Aşure günü açıklaması?
- Aşure ayı başında okunacak dualar...
- Aşure günü ne oldu?
- Alevilerde Muharrem Orucu nedir, nasıl tutulur?
- Aşure günü yas tutulur mu?
- Hz.Hüseyin için yas tutmak günah mı?
- Noel ve yılbaşı..
- 2019 Aşure ayı ne zaman bitiyor?
- Aşure (Muharrem) ayı kaç gün sürüyor?
- HİCRİ YILBAŞI, MUHARREM AYI FAZİLETİ VE AŞURE ORUCU
- Muharrem ayı ve Aşure günü orucu ve faziletleri...
- Muharrem Ayı Ne Demektir Anlamı ve Önemi
- Kuranı Kerim hakkında genel ve kısa bilgiler
- İslam’ın emrettiği güzel huylardan bazıları...
- İslam’ın sakınmamızı istediği kötü huylardan bazıları...
- İslam Dininin HASTA YOLCU ve ÖZÜRLÜ'lere Sağladığı Kolaylıklar.
- Kur'anı Kerimin yazılışı ve kitap haline getirilme süreci..
- Aşure hangi gün pişirilmeli?
- Yemini bozmanın keffareti...
- Sadece tuvalet kağıdıyla taharet olur mu?
- Çocuğuma üç isim koyabilirmiyim?
- Hamama gitmek caiz midir?
- EMZİRME ile meydana gelen SÜT kardeşliği....
- Alevi ile evlenmek
- Sarp isminin anlami nedir
- Fukaha-i kiram ne demektir?Fukaha-i seb'a kimlerdir?
- Süt kardeş ile evlilik