İslamdan önce kadınların durumu nasıldı?
İslamdan önce kadınların durumu nasıldı?İslamiyet gelmeden önce kadınların hakları nelerdir?Cahiliyye döneminde kadınlara nasıl muamele edilir di?Eski hind hukukunda muamele de kadına hak tanınmazdı. Bu hukuk karşısında kadın, evlenme ve varis olma hakkından mahrum idi. Hatta Budizmin kurucusu olan Buda, ilk zamanlarda, kadının, dinine girmesini bile kabul etmiyordu.
"Hammurabi Kanunları" diye bilinen kanunda ise, erkeğin birden fazla kadınla evlenemeyeceği esas tutulduğu halde, metres hayatının yaşanması ve bazı hallerde de birden fazla kadınla evlenme kabul edilmişti.
İsrailoğullarının kanunlarında, aile reisi ve aileye mutlak hakim olan erkek idi. Kızlar babalarının evlerinde bir hizmetçi gibi muamele görürlerdi. Baba istediği zaman, istediği kimseye kızını satabilirdi. Boşanma hakkı yalnız kocaya verilmişti ve koca bu hakkı istediği şekilde kullanabilirdi. Kız çocuklarının varis olabilmeleri için, ölen kimsenin kızlarından başka hiçbir varisin bulunmaması şart koşulmuştu.
İran'da erkek kendi kız kardeşi ile evlenebilirdi. Bu iş hiçbir sakınca ile karşılanmadığı gibi, insanlar tarafından da ayıplanmazdı. Hatta teşvik edilirdi. Soy - sopun hiçbir anlamı olmayıp anne ve kız kardeşlerin saygıya değer hiçbir yönleri yoktu.
Eski Roma ve Yunanlılarda kadının hiçbir değeri bulunmadığı ve hiçbir hakka sahip olmadığı bir gerçek olarak tesbit edilmiştir. Onlarda evlenmede tek ve en önemli gaye, bir erkek çocuğa sahip olabilmek, şehevi istek ve arzuları tatmin etmek ve mal-mülk yerine bir bekçi, eve bir hizmetçi temin etmek idi. Yahudilerde de kız erkeğe "Drahoma" adı altında, külliyetli para vermek zorunda idi.İçinde bulunduğumuz bu asırda bile bu gelenek titizlikle uygulanmaktadır.
Bir Yahudi ailesinin dünyaya gelen kızları için ilk düşündükleri ve kızın evlenme çağına gelmesine dek çırpındıkları şey, kızlarına bu meblağı veya karşılığı olan mülkü nasıl tedarik edecekleri hususudur. İşte hassaten İslam dininin kadına hiçbir hak tanımadığını müslümanlar arasında kendi uşakları vasıtasıyla yaymak isteyenlerin kadına verdikleri kıymet ile, İslamın evlenecek erkeği mehir vermesiyle yükümlü tutmasından, İslamın kadına verdiği kıymet açıktır.
Eski Çinliler kadını insan bile saymıyorlardı. Bunun içindir ki, kız çocuğuna ad koymayıp onu, bir, iki ve üç diye sayı ile çağırırlar kız çocuğuna hayvan nazarı ile bakarlardı. Eski zamanda İngiltere'de kocaların, karılarını satabildikleri tarihen sabit olmuştur.
Arabistan'da İslamdan önceki devirlerde kadının durumu yürekler acısı bir hal arzetmekte idi. Kız evlatları diri diri toprağa gömülüp öldürülüyorlardı. Kadın mirastan mahrum bırakılmıştı. Kocası ölen bir kadına ceketini ilk atan kimse, ona sahip çıkardı. Erkek ceketini kadının üzerine attı mı, artık o kadına kayıtsız şartsız sahip olurdu. Kız çocuğu aile de bir yüz karası, bir yük telakki edilirdi. Bunun içindir ki, aile de sonsuz haklara sahip olan baba, kızını diri diri toprağa gömüp öldürmekte serbestçe hareket edebilirdi. Kızını bu şekilde öldürmekte hiçbir mahzur görülmediği gibi, herhangi bir cezaya çarptırılmaz, yadırganmazdı.
İslam dini, kadınların tarih boyunca maruz kaldıkları kötü muameleleri ve kadının aleyhinde işleyen kanun, örf ve adetleri yok etmiştir. Kadına her türlü hakkını vermiştir.
İslamdan önce erkekler, himayeleri altında bulunan yetim kızlarla mallarına göz dikerek evlenirlerdi. Yetim kızlar kimsesiz oldukları için, kocaları onlara gerek mehirde ve gerekse evlenmeden sonra türlü türlü haksızlıklar ve eziyetler yaparlardı. Hatta evlendikleri yetim kızların miraslarına konmak için karısının ölümünü isteyen koca, hiçbir ferd tarafından yadırganmadığı gibi, ona ceza verecek bir müessese de bulunmazdı. Cenab-ı Hak yetimlerin mallarının yenmemesini, iyi muhafaza edilmesini ve yetimler erginlik çağına geldiklerinde mallarının kendilerine teslim edilmesini, kimsesiz oldukları için öyle bir haksızlık yapmaktan çekinmelerini, diğer kadınlarla evlenmelerini emretmiş, bu suretle aynı zamanda yetimlerin de haklarını korumuştur. İslam hukukunun dışında hangi hukukta böyle sistemli ve yararlı esaslar vardır?
.
"Hammurabi Kanunları" diye bilinen kanunda ise, erkeğin birden fazla kadınla evlenemeyeceği esas tutulduğu halde, metres hayatının yaşanması ve bazı hallerde de birden fazla kadınla evlenme kabul edilmişti.
İsrailoğullarının kanunlarında, aile reisi ve aileye mutlak hakim olan erkek idi. Kızlar babalarının evlerinde bir hizmetçi gibi muamele görürlerdi. Baba istediği zaman, istediği kimseye kızını satabilirdi. Boşanma hakkı yalnız kocaya verilmişti ve koca bu hakkı istediği şekilde kullanabilirdi. Kız çocuklarının varis olabilmeleri için, ölen kimsenin kızlarından başka hiçbir varisin bulunmaması şart koşulmuştu.
İran'da erkek kendi kız kardeşi ile evlenebilirdi. Bu iş hiçbir sakınca ile karşılanmadığı gibi, insanlar tarafından da ayıplanmazdı. Hatta teşvik edilirdi. Soy - sopun hiçbir anlamı olmayıp anne ve kız kardeşlerin saygıya değer hiçbir yönleri yoktu.
Eski Roma ve Yunanlılarda kadının hiçbir değeri bulunmadığı ve hiçbir hakka sahip olmadığı bir gerçek olarak tesbit edilmiştir. Onlarda evlenmede tek ve en önemli gaye, bir erkek çocuğa sahip olabilmek, şehevi istek ve arzuları tatmin etmek ve mal-mülk yerine bir bekçi, eve bir hizmetçi temin etmek idi. Yahudilerde de kız erkeğe "Drahoma" adı altında, külliyetli para vermek zorunda idi.İçinde bulunduğumuz bu asırda bile bu gelenek titizlikle uygulanmaktadır.
Bir Yahudi ailesinin dünyaya gelen kızları için ilk düşündükleri ve kızın evlenme çağına gelmesine dek çırpındıkları şey, kızlarına bu meblağı veya karşılığı olan mülkü nasıl tedarik edecekleri hususudur. İşte hassaten İslam dininin kadına hiçbir hak tanımadığını müslümanlar arasında kendi uşakları vasıtasıyla yaymak isteyenlerin kadına verdikleri kıymet ile, İslamın evlenecek erkeği mehir vermesiyle yükümlü tutmasından, İslamın kadına verdiği kıymet açıktır.
Eski Çinliler kadını insan bile saymıyorlardı. Bunun içindir ki, kız çocuğuna ad koymayıp onu, bir, iki ve üç diye sayı ile çağırırlar kız çocuğuna hayvan nazarı ile bakarlardı. Eski zamanda İngiltere'de kocaların, karılarını satabildikleri tarihen sabit olmuştur.
Arabistan'da İslamdan önceki devirlerde kadının durumu yürekler acısı bir hal arzetmekte idi. Kız evlatları diri diri toprağa gömülüp öldürülüyorlardı. Kadın mirastan mahrum bırakılmıştı. Kocası ölen bir kadına ceketini ilk atan kimse, ona sahip çıkardı. Erkek ceketini kadının üzerine attı mı, artık o kadına kayıtsız şartsız sahip olurdu. Kız çocuğu aile de bir yüz karası, bir yük telakki edilirdi. Bunun içindir ki, aile de sonsuz haklara sahip olan baba, kızını diri diri toprağa gömüp öldürmekte serbestçe hareket edebilirdi. Kızını bu şekilde öldürmekte hiçbir mahzur görülmediği gibi, herhangi bir cezaya çarptırılmaz, yadırganmazdı.
İslam dini, kadınların tarih boyunca maruz kaldıkları kötü muameleleri ve kadının aleyhinde işleyen kanun, örf ve adetleri yok etmiştir. Kadına her türlü hakkını vermiştir.
İslamdan önce erkekler, himayeleri altında bulunan yetim kızlarla mallarına göz dikerek evlenirlerdi. Yetim kızlar kimsesiz oldukları için, kocaları onlara gerek mehirde ve gerekse evlenmeden sonra türlü türlü haksızlıklar ve eziyetler yaparlardı. Hatta evlendikleri yetim kızların miraslarına konmak için karısının ölümünü isteyen koca, hiçbir ferd tarafından yadırganmadığı gibi, ona ceza verecek bir müessese de bulunmazdı. Cenab-ı Hak yetimlerin mallarının yenmemesini, iyi muhafaza edilmesini ve yetimler erginlik çağına geldiklerinde mallarının kendilerine teslim edilmesini, kimsesiz oldukları için öyle bir haksızlık yapmaktan çekinmelerini, diğer kadınlarla evlenmelerini emretmiş, bu suretle aynı zamanda yetimlerin de haklarını korumuştur. İslam hukukunun dışında hangi hukukta böyle sistemli ve yararlı esaslar vardır?
.
Konular
- Kaplama mesh nasıl yapılır?
- Kadir suresi ve anlamı nedir?
- Kaplama ve dolgu diş üzerinden gusül abdesti caiz midir?
- Kadınların özel (adet,lohusa ve istihaza) günleri
- Lohusa kadın camiye girip kuran dinleyebilir mi?
- Lohusa kurban kesebilir mi?
- İslamda kadına verilen değer..
- Kadın nasıl yaratıldı?
- Evlenmeye dair Ayeti Kerimeler...
- Evlenmeye dair Hadisi Şerifler...
- Evlenmenin faydaları...ve teşvik
- Hanefilere göre Diş dolgusu yaptırmak
- Mestler üzerine meshin şartları...
- Sargı ve yara üzerine mesh nasıl yapılır?
- Kadının yakını olan erkeklere karşı tutumu..
- Kadının Müslüman kadınlara karşı tesettürü nasıl olmalıdır?
- Nikah ibadetmi dir?Yoksa muamele mi?
- Nikahın Hükmü nedir?Fraz mıdır?Sünnet midir?
- Evlilikten kaçmak Günahmıdır?
- Erkeklerin ve Kadınların en hayırlısı..
- Vekalet yoluyla kesilen kurban fiyatları..
- Kurban Bayramı tatili kaç gün ?
- Yolcuya Kurban kesmek vacip mi?
- Kurban kesmenin amacı nedir?
- Satın alındığında sağlam olup sonradan kusurlu hale gelen bir hayvan kurban edilebilir mi?
- Kurban kesmeyip kurban bedeli sadaka olarak verilse vacip yerine gelir mi?
- Cihadın hükmü nedir?Farz mıdır? Vacip midir?
- Avlanan hayvanın yenmesi caiz midir?
- Kurban kestikten sonra traş olmak..
- Kurban Bayramı namazından önce yemek yenir mi?