Allaha inanmak ve İman
Allaha inanmak kavramı.Allaha imanın şartları.Allahü tealanın sıfatlarına iman olur?,Allaha İnanmanın gereklilikleri nelerdir?Allahü Tealaya inanmak,imanın şartlarından birincisidir.İmanın tam olması için Ayrıca allahın meleklerine ,kitaplarına Peygamberlerine ,Ahiret gününe,kadere inanmakta şarttır.Müslüman olan bir kimseye, ilk önce "Lâ ilâhe illâllah, Muhammedün resûlullah" kelimesinin ma'nâsını bilmek ve inanmak farzdır. Manası; Allâh'dan (c.c.) başka ilah yoktur, Muhammed (s.a.v.) onun peygamberidir. Bu kelimeye "Kelime-i tevhîd" denir. Her Müslüman kelime-i tevhidin ma'nâsına hiç şüphe etmeden inanmalıdır. Bunları, delîl ile isbât etmesi ve akla uydurması farz değildir.
Kelime-i tevhidin ma'nâsını, Kur'ân-ı Kerîm bildirmekte, Resûlullah da (s.a.v.) bu bildirilenleri açıklamaktadır. Ashâb-ı kirâmın hepsi, bu açıklamaları öğrendi ve kendilerinden sonra gelenlere bildirdiler. Ehl-i sünnet alimleri Ashâb-ı kirâmın bildirdiklerini hiç değiştirmeden, olduğu gibi, kitâblara geçirerek bizlere ulaştırdılar. Herkesin, Ehl-i sünnet i'tikâdını öğrenmesi bu inançta birleşmeleri, birbirlerini sevmeleri lâzımdır. Sa'âdetin, mutluluğun tohumu, bu i'tikâddır ve bu i'tikadda birleşmektir.
Kelime-i tevhidin ma'nâsını, Ehl-i sünnet âlimleri şöyle bildiriyor: İnsanlar yok idi, sonradan yaratıldı. İnsanları ve her varlığı Allâhü Teâlâ yarattı. Bu yaratan birdir (Vahdaniyet). Ortağı, benzeri yoktur. O, hep var idi (Vücûd). Varlığının başlangıcı yokdur; ezelîdir (Kıdem). Hep vardır. Varlığının sonu olmaz (ebedîdir), yok olmaz, Onun hep var olması lâzımdır, O, yok olamaz; bâkîdir (Bekâ). Varlığı kendindendir, hiçbir sebebe ihtiyâcı yokdur (Kıyam binefsihi). Ona muhtâc olmayan hiçbir şey yokdur. Herşeyi var eden, her vârı her an varlıkda durduran odur. O, madde değildir, cisim değildir, bir yerde değildir, hiçbir maddede bulunmaz, şekli yokdur, ölçülmez, nasıldır diye sorulmaz. (O) deyince, akla, hayâle gelen hiçbir şey, o değildir. O, bunlara benzemez (Muhalefetün lil-havadis). Bunlar, hep onun mahlûklarıdır; o, mahlûkları gibi değildir. Akla, vehme, hayâle gelen her şeyi, o yaratmakdadır. Yukarıda, aşağıda, yanda değildir. Allâhü Teâlâ'nın sıfatları vardır. Sıfât-ı sübûtiyye'si sekizdir: Hayât, İlim, Semi', Basar, Kudret, İrâde, Kelâm, Tekvin. Bu sıfatlarında, hiç değişiklik olmaz. Değişiklik olması, kusurdur. Onda kusur, noksanlık yoktur.
Bu dünyada, onu kendisinin bildirdiği kadar bilmek ve âhirette görmek vardır. Dünyada nasıl olduğu anlaşılamadan bilinir. Orada da, anlaşılamadan görülecektir.
Kelime-i tevhidin ma'nâsını, Kur'ân-ı Kerîm bildirmekte, Resûlullah da (s.a.v.) bu bildirilenleri açıklamaktadır. Ashâb-ı kirâmın hepsi, bu açıklamaları öğrendi ve kendilerinden sonra gelenlere bildirdiler. Ehl-i sünnet alimleri Ashâb-ı kirâmın bildirdiklerini hiç değiştirmeden, olduğu gibi, kitâblara geçirerek bizlere ulaştırdılar. Herkesin, Ehl-i sünnet i'tikâdını öğrenmesi bu inançta birleşmeleri, birbirlerini sevmeleri lâzımdır. Sa'âdetin, mutluluğun tohumu, bu i'tikâddır ve bu i'tikadda birleşmektir.
Kelime-i tevhidin ma'nâsını, Ehl-i sünnet âlimleri şöyle bildiriyor: İnsanlar yok idi, sonradan yaratıldı. İnsanları ve her varlığı Allâhü Teâlâ yarattı. Bu yaratan birdir (Vahdaniyet). Ortağı, benzeri yoktur. O, hep var idi (Vücûd). Varlığının başlangıcı yokdur; ezelîdir (Kıdem). Hep vardır. Varlığının sonu olmaz (ebedîdir), yok olmaz, Onun hep var olması lâzımdır, O, yok olamaz; bâkîdir (Bekâ). Varlığı kendindendir, hiçbir sebebe ihtiyâcı yokdur (Kıyam binefsihi). Ona muhtâc olmayan hiçbir şey yokdur. Herşeyi var eden, her vârı her an varlıkda durduran odur. O, madde değildir, cisim değildir, bir yerde değildir, hiçbir maddede bulunmaz, şekli yokdur, ölçülmez, nasıldır diye sorulmaz. (O) deyince, akla, hayâle gelen hiçbir şey, o değildir. O, bunlara benzemez (Muhalefetün lil-havadis). Bunlar, hep onun mahlûklarıdır; o, mahlûkları gibi değildir. Akla, vehme, hayâle gelen her şeyi, o yaratmakdadır. Yukarıda, aşağıda, yanda değildir. Allâhü Teâlâ'nın sıfatları vardır. Sıfât-ı sübûtiyye'si sekizdir: Hayât, İlim, Semi', Basar, Kudret, İrâde, Kelâm, Tekvin. Bu sıfatlarında, hiç değişiklik olmaz. Değişiklik olması, kusurdur. Onda kusur, noksanlık yoktur.
Bu dünyada, onu kendisinin bildirdiği kadar bilmek ve âhirette görmek vardır. Dünyada nasıl olduğu anlaşılamadan bilinir. Orada da, anlaşılamadan görülecektir.
Konular
- Yeterlilik sınav soruları ve cevaplar
- Peygamber Ne Demektir?
- Çok Yemenin Afeti
- Koğuculuk (Nemime) Nedir?
- Emanete Riayet ve Hıyanet
- Oruca Niyet ile ilgili Hükümler
- Kızlık zarı kanaması namaza manimidir?
- cinsel icerik konuşurken bosalmak orucu bozar mi
- Korkudan yalan yere yemin etmek
- Hangisi doğru?
- Cünüp Abdesti Nasıl Alınır?
- Erkek Altın alyans YüzükTakabilir mi?
- Karı Koca Arasında Şakalaşmanın Ölçüsü
- Kadının Kocası Üzerindeki Nafaka hakkı
- Karı Kocanın Aralarındaki Cinsiyet Sırlarını Başkalarına Anlatması
- Erkeğin Karısına Müsamahalı olması
- Çok Evlilik(Teaddüdü Zevcat,Çok eşlilik )ve Nedenleri
- Oruca Yatarken Niyet Edilir mi?
- Eslem isminin dinimizde anlamı nedir
- Beria isminin anlamı, çocuklara beria adı verilir mi
- Sehiv Secdesinin Yapılışı?
- Nişan ve Nişan Yüzüğü takmanın hükmü
- Yatsı Namazından Sonra Hangi Sure okunur?
- Tavuk döner yemenin hükmü
- Kolonya ile Namaz kılınır mı?
- Erkeğin karısı için Süslenmesinin Önemi
- Erkek Nafile ibadet için Karısından izin almalı mı?
- Kadın Kocasından izinsiz Nafile oruç ve ibadet yapabilir mi?
- Kur'anda Namaz ile ilgili Ayetler
- Abdestin Adabı (edepleri) Nelerdir?