Peygamber (s.a.v.)efendimizin Aile Hayatı
Peygamerimizin aile hayatı.Peygamberimizin ailesine karşı davranışları.peygamberimizin hanımlarıyla olan münasebetiPeygamber s.a.v.Efendimizin ilk eşi hz.Haticetül-Kübra validemizdir.Peygamber Efendimiz 25 yaşında iken Hz.Hatice ile evlenmiş ve o vefat edinceye kadar başka hanımla evlenmemiştir. Peygamber Efendimizin pak zevcelerinden biri de Hazreti Aişe-i Sıddıka validemizdir. Bu muhterem validemiz, Resuli Ekreme çok hizmetlerde bulunmuş, ondan çok ilm-ü irfan ahzetmiş, islâmiyet âlemini neşrettiği bir çok bilgi ile aydınlatmıştır.
Hazreti Aişenin zekâsı, dirayeti, nezaheti, kudreti ilmiyesi fevkalâde idi, onun nezahetini Kur'anı Mübîn ilân etmektedir. Onun bu nezahetine muhalif bir söz söyleyecek bir müslüman tasavvur olunamaz.
Hazreti aişeden başka bir çok zevcesi daha vardır ki,Kadınlara ait hükümleri kasınlar vasıtasıyla yaymak amacıyla onlarla evlenmiştir.
peygamberimizin çocuklarına gelince bunlar, Resuli Ekremin hayatında ahirete irtihal eden ve buluğa ermiş bulunmayan Abdullah, İbrahim, Kasım adındaki masum mahdumlar ile Zeynep, rûkiye ve Ümmi Gülsüm, namında üç muhterem kerimesi, ve bilâhere vefat eden Fatımatüzzehra ile onun evlât ve ahfadıdır.
Resûlu Ekrem efendimizin mübarek zürriyyeti, kendisine has bir imtiyaz olmak üzere muhterem kızı Fatımanın evlât ve ahfadı vasıtasile devam etmiş, Hazreti Hasan ile Hazreti Hüseyin ve onların kıyamete kadar devam edecek olan mübarek ensali, Nebiyyi zişanımızın zürriyyetini teşkil etmekte bulunmuştur.
Hz. Peygamber’in aile fertlerine ilgi gösterdiği, onlara değer verdiği bilinen bir husustur. Bu noktada bahsi geçen ilgi ve değerin hangi boyutta olduğu, bir önder ve yol gösterici olarak Hz. Peygamber’in nasıl bir uygulamayı seçtiği, hanımlarına sevgisini nasıl izhar ettiğidir? Resulullah(s.a.v.) örnek modelimiz olduğuna göre, bunları bilmek hayatımızı kolaylaştıracağı gibi hareket alanımızı da genişletecektir…”
Öncelikle hemen ifade edelim ki, “Erkeğin hanımına harcadığı her şey sadakadır…” “Erkek hanımına su bile içirse ecri vardır…” “Sizin en hayırlınız, ehline karşı hayırlı olandır. Ehline karşı en hayırlınız benim…” buyuran Resulü Ekrem’in eşlerine karşı çok müşfik davrandığı, onları koruyup kolladığı, onlara sevgisini izhar ettiği bir gerçektir. Hele hele günümüzde pek çok kadının ve çocuğun mağdur olduğu “dayak” gibi son derece itici olan davranışlara yine Hz. Peygamber(s.a.v.)’in asla prim vermediği de bir gerçektir. Nitekim Hz. Aişe annemizin, Resulullah’ın hayatı boyunca hiçbir kadına ve hiçbir çocuğa elini dahi kaldırmadığına şahadeti son derece önemli bir kayıttır. Hal böyle olunca onun ümmetinin bireyleri olan müminlerin de davranışlarını, hareket tarzlarını yeniden gözden geçirmeleri bir zarurettir. Çünkü ahiret günü hesaba çekildiğimizde kadın bağlamında sınavdan geçememek vardır, Resulullah’ın şefaatinden mahrum kalmak vardır.
Hz. Peygamber(s.a.v.)’in evlilik hayatını incelediğimizde hanımlarına karşı davranışlarında örnek almamız gereken şu hususlara rastlıyoruz:
— Hz. Peygamber her fırsatta hanımına karşı faziletlerini söylerdi…
— Hz. Peygamber eşine sevdiğini ifade ederdi…
— Hz. Peygamber, hanımını bineğine alırdı… Dahası, hanımının deveye binmesine yardımcı olur ve dizine bastırarak bineklerine binmelerine yardımcı olurdu…
Hz. Safiye annemiz anlatıyor: “Resulullah, bir gece yolculuğunda beni devesinin arkasına almıştı. Yolda uyuklamaya başladım. Uyumamı önlemek için bir yandan beni konuşturuyordu, bir taraftan da: Hey! Ey Huyey’in kızı, ey Safiye! Uyuma diyordu…
”
— Hz. Peygamber, kendisine Sahabenin yaptığı yemek davetine hanımının da olması kaydıyla icabet ederdi…
— Hz. Peygamber, sevgisinin bir nişanesi olarak eşinin su içtiği bardağı alarak onun ağzına değdirdiği yerden su içerek sevgisini izhar ederdi…
— Hz. Peygamber, bazen eşiyle yemek yerken onun yediği şeyi onun elinden alarak onun yediği yerden yer ve aralarında ünsiyeti kavileştirirdi.
— Hz. Peygamber yemeğe hanımından önce başlamazdı.
— Hz. Peygamber üzüntülü anlarında eşini teskin eder ve onun üzüntüsünü paylaşırdı. Üzüntüden ağlayan eşinin göz yaşlarını kendi mübarek eliyle silerdi.
— Hz. Peygamber hanımlarıyla sohbet ederdi.
— Hz. Peygamber ev işlerinde hanımına yardım ederdi. Bu noktada “evini süpürür, ayakkabı tamiri, elbise yamaması, elbise temizliği” gibi işleri o da yapardı… Yine bu minvalden olmak üzere “hayvanlara ot verir, deveyi bağlar, koyunun sütünü sağardı”.
— Hz. Peygamber, eşiyle istişare ederdi.
— Hz. Peygamber, çocuk bakımında eşine yardımcı olurdu…
— Hz. Peygamber, çocuk bakımı sırasında onların kirinden tiksinmez, onların yüzlerindeki, burunlarındaki kirleri hemen temizlerdi…
— Hz. Peygamber eşiyle şakalaşırdı. Hz. Peygamber, “vefatından önceki rahatsızlığının başladığı bir gün bile, Hz. Aişe ile şakalaştığını görmekteyiz. O gün Hz. Aişe’nin nöbetiydi. Hz. Peygamber(s.a.v.) kapıdan içeri girdi. Şiddetli bir baş ağrısı çeken Hz. Aişe’nin “Vay başım!” diye baş ağrısından yakındığını görünce, gerçekten büyük bir ıstırap çekmekte olan -ve bazı muhaddislerin ifadesine göre- vefat edeceği kendisine bildirilen Resulü Ekrem (s.a.v.) o esnada bile şaka yaparak buyurdu ki: -Asıl ben vay başım, demeliyim. Sen benden önce ölsen, seni elimle yıkasam, kefene koysam, namazını kıldırsam ve kabre defnetsem olmaz mı? Bunu duyan Hz. Aişe: -Vay başıma gelenler! Vallahi öyle sanıyorum ki, sen gerçekten benim ölmemi istiyorsun. Eğer ben ölürsem, sen o günün akşamı hanımlarından birini çağırırsın deyince, Hz. Peygamber(s.a.v.) tebessüm buyurdu.”
— Hz. Peygamber geceleyin namaz kılmak için kalkerken eşinden izin isterdi.
— Hz. Peygamber eşiyle koşu yarışı yapardı.
Hz. Peygamberin eşleriyle olan davranışları elbette bunlarla sınırlı değil. Eve her girdiğinde “eşini selamlaması, sevgisinin nişanesi olarak onu öpmesi, elini onun omzuna koyması” gibi daha pek çok örnek söz konusudur. Çünkü Hz. Peygamber hanımlarıyla sevgi bağlarını pekiştirecek, yakınlığı artıracak hal ve hareketlere özel bir önem atfetmiştir. Rahmet Peygamberi olarak zaten bu davranışlar ümmetine miras bıraktığı davranışlardır.
Bu nokrada neden hanımlarıyla değil de hanımıyla şeklinde tekil ifade kullanmamızın nedeni ise, Resulullah’ın davranışlarının çoğunlukla Hz. Aişe annemiz olmak üzere, davranış şekillerinin farklı annelerimiz tarafından aktarılmış olmasındandır.
Şu bir hakikattir: “Horlanan, ruhu olup olmadığı tartışılan, fikrine başvurulmayan, hatta eve alınmayan, pişirdiği yemek yenilmeyen, hiçbir söz hakkı olmayan, sadece tatmin vasıtası olarak muamele gören kadını, İslâm dini layık olduğu konuma yükseltmiş ve Hz. Peygamber(s.a.v.)de aile yaşantısı noktasında bunun en mükemmel örneğini ortaya koyarak eşsiz bir misal oluşturmuştur…”
Hazreti Aişenin zekâsı, dirayeti, nezaheti, kudreti ilmiyesi fevkalâde idi, onun nezahetini Kur'anı Mübîn ilân etmektedir. Onun bu nezahetine muhalif bir söz söyleyecek bir müslüman tasavvur olunamaz.
Hazreti aişeden başka bir çok zevcesi daha vardır ki,Kadınlara ait hükümleri kasınlar vasıtasıyla yaymak amacıyla onlarla evlenmiştir.
peygamberimizin çocuklarına gelince bunlar, Resuli Ekremin hayatında ahirete irtihal eden ve buluğa ermiş bulunmayan Abdullah, İbrahim, Kasım adındaki masum mahdumlar ile Zeynep, rûkiye ve Ümmi Gülsüm, namında üç muhterem kerimesi, ve bilâhere vefat eden Fatımatüzzehra ile onun evlât ve ahfadıdır.
Resûlu Ekrem efendimizin mübarek zürriyyeti, kendisine has bir imtiyaz olmak üzere muhterem kızı Fatımanın evlât ve ahfadı vasıtasile devam etmiş, Hazreti Hasan ile Hazreti Hüseyin ve onların kıyamete kadar devam edecek olan mübarek ensali, Nebiyyi zişanımızın zürriyyetini teşkil etmekte bulunmuştur.
Hz. Peygamber’in aile fertlerine ilgi gösterdiği, onlara değer verdiği bilinen bir husustur. Bu noktada bahsi geçen ilgi ve değerin hangi boyutta olduğu, bir önder ve yol gösterici olarak Hz. Peygamber’in nasıl bir uygulamayı seçtiği, hanımlarına sevgisini nasıl izhar ettiğidir? Resulullah(s.a.v.) örnek modelimiz olduğuna göre, bunları bilmek hayatımızı kolaylaştıracağı gibi hareket alanımızı da genişletecektir…”
Öncelikle hemen ifade edelim ki, “Erkeğin hanımına harcadığı her şey sadakadır…” “Erkek hanımına su bile içirse ecri vardır…” “Sizin en hayırlınız, ehline karşı hayırlı olandır. Ehline karşı en hayırlınız benim…” buyuran Resulü Ekrem’in eşlerine karşı çok müşfik davrandığı, onları koruyup kolladığı, onlara sevgisini izhar ettiği bir gerçektir. Hele hele günümüzde pek çok kadının ve çocuğun mağdur olduğu “dayak” gibi son derece itici olan davranışlara yine Hz. Peygamber(s.a.v.)’in asla prim vermediği de bir gerçektir. Nitekim Hz. Aişe annemizin, Resulullah’ın hayatı boyunca hiçbir kadına ve hiçbir çocuğa elini dahi kaldırmadığına şahadeti son derece önemli bir kayıttır. Hal böyle olunca onun ümmetinin bireyleri olan müminlerin de davranışlarını, hareket tarzlarını yeniden gözden geçirmeleri bir zarurettir. Çünkü ahiret günü hesaba çekildiğimizde kadın bağlamında sınavdan geçememek vardır, Resulullah’ın şefaatinden mahrum kalmak vardır.
Hz. Peygamber(s.a.v.)’in evlilik hayatını incelediğimizde hanımlarına karşı davranışlarında örnek almamız gereken şu hususlara rastlıyoruz:
— Hz. Peygamber her fırsatta hanımına karşı faziletlerini söylerdi…
— Hz. Peygamber eşine sevdiğini ifade ederdi…
— Hz. Peygamber, hanımını bineğine alırdı… Dahası, hanımının deveye binmesine yardımcı olur ve dizine bastırarak bineklerine binmelerine yardımcı olurdu…
Hz. Safiye annemiz anlatıyor: “Resulullah, bir gece yolculuğunda beni devesinin arkasına almıştı. Yolda uyuklamaya başladım. Uyumamı önlemek için bir yandan beni konuşturuyordu, bir taraftan da: Hey! Ey Huyey’in kızı, ey Safiye! Uyuma diyordu…
”
— Hz. Peygamber, kendisine Sahabenin yaptığı yemek davetine hanımının da olması kaydıyla icabet ederdi…
— Hz. Peygamber, sevgisinin bir nişanesi olarak eşinin su içtiği bardağı alarak onun ağzına değdirdiği yerden su içerek sevgisini izhar ederdi…
— Hz. Peygamber, bazen eşiyle yemek yerken onun yediği şeyi onun elinden alarak onun yediği yerden yer ve aralarında ünsiyeti kavileştirirdi.
— Hz. Peygamber yemeğe hanımından önce başlamazdı.
— Hz. Peygamber üzüntülü anlarında eşini teskin eder ve onun üzüntüsünü paylaşırdı. Üzüntüden ağlayan eşinin göz yaşlarını kendi mübarek eliyle silerdi.
— Hz. Peygamber hanımlarıyla sohbet ederdi.
— Hz. Peygamber ev işlerinde hanımına yardım ederdi. Bu noktada “evini süpürür, ayakkabı tamiri, elbise yamaması, elbise temizliği” gibi işleri o da yapardı… Yine bu minvalden olmak üzere “hayvanlara ot verir, deveyi bağlar, koyunun sütünü sağardı”.
— Hz. Peygamber, eşiyle istişare ederdi.
— Hz. Peygamber, çocuk bakımında eşine yardımcı olurdu…
— Hz. Peygamber, çocuk bakımı sırasında onların kirinden tiksinmez, onların yüzlerindeki, burunlarındaki kirleri hemen temizlerdi…
— Hz. Peygamber eşiyle şakalaşırdı. Hz. Peygamber, “vefatından önceki rahatsızlığının başladığı bir gün bile, Hz. Aişe ile şakalaştığını görmekteyiz. O gün Hz. Aişe’nin nöbetiydi. Hz. Peygamber(s.a.v.) kapıdan içeri girdi. Şiddetli bir baş ağrısı çeken Hz. Aişe’nin “Vay başım!” diye baş ağrısından yakındığını görünce, gerçekten büyük bir ıstırap çekmekte olan -ve bazı muhaddislerin ifadesine göre- vefat edeceği kendisine bildirilen Resulü Ekrem (s.a.v.) o esnada bile şaka yaparak buyurdu ki: -Asıl ben vay başım, demeliyim. Sen benden önce ölsen, seni elimle yıkasam, kefene koysam, namazını kıldırsam ve kabre defnetsem olmaz mı? Bunu duyan Hz. Aişe: -Vay başıma gelenler! Vallahi öyle sanıyorum ki, sen gerçekten benim ölmemi istiyorsun. Eğer ben ölürsem, sen o günün akşamı hanımlarından birini çağırırsın deyince, Hz. Peygamber(s.a.v.) tebessüm buyurdu.”
— Hz. Peygamber geceleyin namaz kılmak için kalkerken eşinden izin isterdi.
— Hz. Peygamber eşiyle koşu yarışı yapardı.
Hz. Peygamberin eşleriyle olan davranışları elbette bunlarla sınırlı değil. Eve her girdiğinde “eşini selamlaması, sevgisinin nişanesi olarak onu öpmesi, elini onun omzuna koyması” gibi daha pek çok örnek söz konusudur. Çünkü Hz. Peygamber hanımlarıyla sevgi bağlarını pekiştirecek, yakınlığı artıracak hal ve hareketlere özel bir önem atfetmiştir. Rahmet Peygamberi olarak zaten bu davranışlar ümmetine miras bıraktığı davranışlardır.
Bu nokrada neden hanımlarıyla değil de hanımıyla şeklinde tekil ifade kullanmamızın nedeni ise, Resulullah’ın davranışlarının çoğunlukla Hz. Aişe annemiz olmak üzere, davranış şekillerinin farklı annelerimiz tarafından aktarılmış olmasındandır.
Şu bir hakikattir: “Horlanan, ruhu olup olmadığı tartışılan, fikrine başvurulmayan, hatta eve alınmayan, pişirdiği yemek yenilmeyen, hiçbir söz hakkı olmayan, sadece tatmin vasıtası olarak muamele gören kadını, İslâm dini layık olduğu konuma yükseltmiş ve Hz. Peygamber(s.a.v.)de aile yaşantısı noktasında bunun en mükemmel örneğini ortaya koyarak eşsiz bir misal oluşturmuştur…”
Konular
- Peygamberlik ve Vahiy kavramı
- Peygamberliğin isbatı:Hz.Muhammed (s.a.v.) 'in Peygamberliğinin isbatı
- Kur'an-ı Kerimde Hz. Muhammedin özellikleri
- Hz. Peygamberin İbadet Hayatı
- Peygamberimizin (s.a.v.) Cahiliyye devri kötülüklerinden uzak kalışı
- Peygamber Efendimize Peygamberlik Verilmeden Önce Dünyanın ve İnsanlığın Durumu
- İlk Müslümanlar ve Maruz Kaldıkları İşkenceler, Açık Davet
- Hoşgörü ile ilgili Hadisi Şerifler
- Peygamber (s.a.v.)Efendimizin Medineye Hicreti
- Peygamberimizin Hükümdarları İslâm’a Daveti
- Hicretle ilgili Ayeti Kerimeler
- Peygamberimizin (s.a.v. Eğitim ve Öğretime verdiği önem
- Peygamber (s.a.v.)Efendimizin akla ve bilime verdiği önem
- Peygamberimizin (s.a.v.) çocuklarla olan anıları
- Kadınlar hakkında Hadisi Şerifler
- İslamın İlme Verdiği Önem ve İlim ile İlgili Ayet ve Hadisler
- Düşünme ve Aklını Kullanma İle İlgili Ayeti Kerimeler
- Dinlerin ve İslam’ın Evrensel Öğütlerinden Örnekler
- Peygamber efendimiz lanet okumuş mudur?
- Beddua eden bir kişi kafir olur mu?
- İslamda Bid'at nedir?Bid'atle ilgili Hadisler
- Uyumak abdesti bozmaz diyen kafir olur mu?
- Gusül abdesti ile namaz kılınır mı?
- Noel nedir?
- Noel kutlamaları kaç gün sürer?
- Noel'de niçin Çam kesilir?
- DİNDE TEMİZLİĞİN ÖNEMİ
- İnsanın İradeli Fiillleri ve Fiillerinin Yaratılması
- Kaza ve kaderin anlamı ve Allah'ın değişmez Kanunları
- İnsanın Ruhsal ve manevi varlığı ile ilgili görevleri