logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

Duası Kabul Edilmeyen dört Kişi

Duası kabul edilmeyen dört sınıf insan kimdir?aLLA C.C.Hangi durumda kişinin duası kabul edilmez.

DÖRT KİŞİNİN DUASI KABUL EDİLMEZ:

1. Evinde oturup Allah’tan kendisine zenginlik vermesine dua eden kişi.

Allah’ü Teali: “Ben sana çalışmayı emretmiyor muyum?” buyurmuştur.



Şiir

Dağlardan taş taşımak

Başkasına minnet etmekten daha sevimlidir bana.

İnsanlar “ çalışmaktan utanmam”ı söylüyorlar,

Dedim ki: “İstemek zilletine düşmektedir utanma”



Şiir:

Bütün dünyanın acısını tattım,

İstemekten daha acı bir şey olmadığını gördüm.

Lokman A.S oğluna şöyle vasiyet etti:

-Ey oğulcağızım! Ebu Cehil karpuzunu[2] yedim, sabrı tattım. Fakirlikten daha acı bir şey görmedim. Eğer fakir düşersen, “kendi malını eksiltir” düşüncesi ile insanlar seninle konuşmazlar. Zira insanlara göre “müflis” kurşundan daha ağırdır.



Beyt

Dostu olmaz düşenin müzlükayı edbara

Eyn ve an nerede kalır, hasım olur evladı bile.



2. Malını Allah’a isyanda, ihtiyacından fazla bina yapmakta harcayıp fakir düşen, sonra da Allah’tan kendisine zenginlik vermesi için dua eden kişi.

Allâh’ü Teâlâ buyurdu ki: Ben sana iktisat etmeyi emretmedim mi? Ve sen şu sözümü duymadın mı?



Ayet Meali: Onlar ki, harcadıkları zaman israf etmezler, sıkılık da yapmazlar ve harcamalar bu ikisi arası ortalama olur. (Furkan-67)

İfrat ve tefrit her ikisi de kötülenmiştir.


3. Senetsiz ve şahitsiz başkasına bir mal veren kişi ki, sonra istediğinde karşısındaki inkar ediyor. O da Allah’a;

-“Ya Rabbi beni halef kıl, yardım et,alacağımı alabileyim” diye dua ediyor. Hazreti Allah ona:

-“Ben sana şahit tutmayı emretmedim mi?” buyurur.

Ayet Meali: Ey iman edenler, muayyen bir vade ile birbirinize borçlandığınız zaman onu yazın (senet yapın). Aranızda bir yazıcı da doğrulukla onu yazsın. Katip Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Üzerinde (başkasına ait) hak olan kimse, borcunu ikrar ederek yazdırsın. Ve Rabbi olan Allah’tan korksun, o haktan (borcundan) hiç bir şeyi eksik etmesin. Eğer üzerinde hak bulunan kimse (borçlu), akılsız, bunamış olursa, veyahut kendisi söyleyip yazdıramayacaksa velisi dosdoğru söyleyip yazdırsın. Erkeklerinizden iki kişiyi de şahit tutun. Eğer iki erkek bulunmazsa, o halde doğruluğuna güvendiğiniz şahitlerden bir erkekle iki kadın gerekir. Böylece o iki kadından biri unutursa, diğerine şahitliği hatırlatsın. Şahitler şahitlik yapmak için çağırıldıkları zaman kaçınmasınlar. Az olsun, çok olsun, hakkı vadesiyle beraber yazmaktan usanmayın. Bu hareket, Allah katında adalete daha uygun, şahitlik için daha sağlam ve şüpheye düşmemenize daha da yakındır. (Bakara-282)



3. Kötü ahlaklı bir hanımı olup ta: “Ya Rabbi, beni bu kadından kurtar” diyen kimse.

Hazreti Allah şöyle der:

-“Ben sana boşanma müessesesini vermedim mi? Yani boşanma ruhsatını şu ayetle senin iradene bıraktım.”



Ayet Meali: Ric’î talak ikidir. Ondan sonra ya kadınları iyilikle tutmak, ya da güzellikle salmak vardır. (Bakara-229)



(5)

GENÇ YAŞTA ALLAH’A İBADET



Genç yaşta Allah’a ibadet etmekten zevk ve neşe duyan kimse ile Allah meleklerine iftihar eder. Öyle ise genç yaşta takva sahibi olmak gerekir.



Hâdimî’de şöyle denildi:

Hazreti Allah üç sınıf insanı sever, onlardan üç sınıfı daha çok sever.

1.Takva ehlini sever, onlardan genç yaştaki takva ehlini daha çok

sever.

2.Cömertleri sever, fakir cömertleri daha çok sever.

Sadakanın efdal olanı az maldan (kendi ihtiyacına rağmen)

verilendir.

3.Mütevazileri sever, zengin olup ta mütevazı olanları daha çok

sever.



Hadis Şerif: Tevbe eden genç vefat ettiği zaman o gencin kendi katındaki değeri sebebiyle Hazreti Allah, kabirdeki müslümanlardan kırk yıl azabı kaldırır.



ALLAH KORKUSUNDAN AĞLAMAK

Öyleyse ey müslüman, Allah’ın azabını düşünerek ve intikamından korkarak her türlü günahtan dolayı pişmanlık duyup ağlamalı ve tevbe etmelisin.


Aleyhisselam Efendimiz şöyle buyurdu:

Üç göz vardır ki onlar kıyamet günü cehennemi görmezler: Allah korkusundan ağlayan göz, Allah yolunda uykusuz kalan göz, Allah’ın haram kıldığı şeylerden yumulan göz(Yani Allah’ın haram kıldığı şeylere bakmaktan alı konulan göz).


Güzellik ve makam sahibi bir kadın (zinaya) davet ettiğinde “Ben Allah’tan korkarım” diyen kimse:
KISSA.

MİSKİ BABA


Basra’da “Miskî Baba” denilen bir adam vardı. Hayatı boyunca vücudundan etrafa misk (güzel koku) yayılırdı. Kendisinden bunun sebebi sorulduğunda şöyle anlattı:

-“Gençliğimde çok yakışıklı birisiydim. Ama o kadar da haya sahibiydim. Birileri babama;

-“Onu çarşıya (dükkana) oturtursan biz başka insanlarla oturmayız, (Onu tercih eder, yanında bulunuruz) demişler. Bunun üzerine babam da beni bir manifaturacı dükkanına verdi, orada çalışmaya başladım.

Bir gün bir kocakarı geldi. Aradığı malı istedi, çıkardım. Aldıktan sonra;

-“Parasını almak için benimle gelir misin?” dedi, onunla gittim. Beni büyük bir köşke götürdü. Köşkün büyükçe bir kubbesi vardı. İçeriye girdiğimde bir de ne göreyim; bir karyola üzerinde altınlarla süslenmiş bir döşek, döşekte de genç ve güzel bir kadın. Kadın beni kendisine doğru çekti. Ben:

-“Allah! Allah!” dedim ve geri çekilmek istedim. Kadın:

-“Mahzuru yok, gel” dedi. Kötü niyetini anlayınca dedim ki:

-“İhtiyacım var, müsaade edin helaya gireyim.”

Helaya girdim. Büyük abdestimi yaptım ve onu yüzüme ve bedenime sürdüm ve çıktım. Yanlarına vardığımda beni o halde görünce:

-“Bu adam deli” diyerek beni bıraktılar. Ben de böylece onların şerrinden kurtulmuş oldum. Gece rüyamda bir zat gördüm. Bana dedi ki:

-“Sen Yakup oğlu Yunus’un yolundasın.” Sonra:

-“Beni tanıyor musun?” dedi.

-“Hayır, tanımıyorum,” dedim.

-“Ben Cebrail’im” dedi. Sonra, Yüzümü ve bedenimi mesh etti. O andan itibaren Cebrail Aleyhisselam’ın kokusundan bir eser olan bu koku bende peyda oldu ve sürekli benimle beraber oldu.”

İşte bu lütuf, takva ve gizli ve açıkta Allah’tan korkma sebebiyledir.

(Ruhul Beyan)



ALLAH’TAN KORKMAK VE GÜNAHLARI TERKETMEK



Hazreti Allah Nur suresinde şöyle buyurdu:

Her kim (sevinçte ve üzüntüde) Allah’a ve Rasülü’ne itaat eder, (günah işlemekten) Allah’tan korkar ve (sair işlerinde de) ondan sakınırsa, işte böyleleri murada ereceklerin (kurtulacakların) ta kedileridir. (Nur-52)



Allah’tan korkmak ve bu korku sebebi ile günahları terk etmek iki cihan saadeti için sana yeter.



Meşarık’ta zikredilen ve Sahihayn’ın rivayeti ile gelen hadisi şerifte iki cihanın efendisi şöyle haber verdi:

Üç arkadaş beraber yürürken şiddetli bir yağmura yakalandılar. Dağdaki bir mağaraya sığındılar. Onlar içeride iken dağdan bir kaya parçası yuvarlanıp mağaranın ağzını kapattı. Birbirlerine;

-“Sırf Allah rızası için yaptığımız salih amelleri hatırlayıp onları vesile ederek dua edelim, umulur ki Hazreti Allah bir çıkış kapısı açar, kaya açılır” dediler. İçlerinden biri dedi ki:

-“Yâ Allah, benim yaşlı, kocamış anam ve babam vardı. (Akşam olunca) ben onlardan evvel; ne çoluk-çocuk, ne de köleler(im)den hiç birine bir şey içirmezdim. Bir gün (hayvanlarımı otlatacak) ağaçlık bir yer arama arzusu, beni uzaklara götürdü. Onlar uyuyasıya kadar geri dönemedim. Akşam sütlerini sağdım, (fakat) onları uyumuş halde buldum. Kendilerini uyandırmayı ve onlardan evvel çoluk, çocuk ve köleler(im)e akşam sütü içirmeyi hoş görmedim. Çocuklar(ım) ayaklarımın etrafında ağlaşırken ben süt bardağı elimde olduğu halde, onların uyanmasını gözeterek şafak sökesiye kadar (yerimde) bekledim. Nihayet uyandılar, akşam sütlerini içtiler. Yâ Allah, eğer ben şu yaptığımı senin (rızan) için yapmış isem, şu kaya(nın üzerimize kapanmasın)dan düştüğümüz sıkıntıyı bizden açıver, (dedi. Kaya) biraz aralandı (ise de) çıkmaya güç yetiremiyorlardı. Diğeri şöyle dedi:

-“Yâ Allah, benim amcamın bir kızı vardı, o bana insanları en sevimlisi idi. –diğer bir rivayette: onu; bir erkeğin, kadını en şiddetli sevdiği gibi seviyordum- ona yaklaşmak istedim, benden çekindi. Nihayet (kıtlık zuhur eden) senelerden birinde o (kendiliğinden) bana geldi. Kendisini bana teslim etmesi şartı ile ona 120 altın verdim. (İstediğimi) yaptı. Ona karşı (arzumu yapmaya) muktedir olunca –diğer bir rivayette: iki ayağı arasına oturduğumda:-

-“Allah’tan kork! Haksız yere (bekaret) mührü(mü) bozma” dedi. O, bana kadınların en sevimlisi olduğu halde ondan uzaklaştım, verdiğim altınları da kendisinde bıraktım. Yâ Allah eğer ben şu yaptığımı senin (rızan) için yaptımsa içinde bulunduğumuz hali bizden açıver; dedi. Kaya biraz daha aralandı fakat o aralıktan (dışarı) çıkmaya imkan bulamıyorlardı. Üçüncüsü şöyle yalvardı:

-“Yâ Allah, bir takım ameleler kiralamıştım, birisi hariç (diğerlerinin) ücretlerini kendilerine verdim. O (bir kişi) hakkını (almadan) bırakıp gitti. Onun parasını (çalıştırıp) çoğalttım. O kadar ki bir çok mal meydana geldi. Bir zaman sonra bana geldi.

-“Ey Allah’ın kulu, bana ücretimi ver” dedi. Ben de:

-“Deve, sığır, koyun ve köle olarak bu gördüklerinin hepsi senindir” dedim. O :

-“Ey Allah’ın kulu, benimle eğlenme” dedi. Ben:

-“Seninle alay etmiyorum” dedim. Bunun üzerine malların hepsini alıp sürdü, götürdü. Onlardan hiçbir şey bırakmadı. Yâ Allah, eğer ben şu yaptığımı senin (rızan) için yapmış isem, içinde bulunduğumuz şu hali bizden açıp (kurtarıver bizi) dedi. Kaya tamamen açıldı da (mağaradan) yürüyerek çıktılar.” (Buhari, c.3, s.51; Müslim, c.8, s.89-90.)



Takva sahibi olmak ve Allah’tan korkmak icab eder. Zira melaikei kiram günahtan masum olmalarına rağmen Allah’tan korkarlar.



Ayet Meali: Allah onların (meleklerin) önlerindekini ve arkalarındakini bilir. Onlar ancak Allah’ın rıza gösterdiği kimseye şefaat ederler ve hapsi Onun (Allah’ın) korkusundan titrerler. (Enbiya - 28)



Yani melekler Allâh’ü Teala’nın hoşuna gitmeyecek şeyler(i işlemekten) korkarlar. Özellikle büyük melekler, (Azrail, Cebrail, Mikail, İsrafil) gibi. Günahkar olmamıza rağmen bizler nasıl olur da korkmayız. Hazreti Allah, bizleri Emin olan peygamberi yüzü suyu hürmetine gaflet uykusundan uyandırsın, korku (nimeti) ile rızıklandırsın ve bizi tevbe etmeye muvaffak kılsın. Amin..