logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

İslam’daki Hoşgörü ve İnanç Özgürlüğü hakkında ayet ve hadisi şerifler

İslamda hoşgörü ve inanç özgürlüğü Peygamberimizin (s.a.v.)hoşgörüsü..
islam dini bütün inananlara alçak gnüllü olmayı ve hoşgörü sahibi olmayı emreder.Petgamberimiz s.a.v." Mü'min omuzları yumuşak kimsedir (iyi geçimlidir). O din kardeşine rahatlık verir. Münafık ise uzak durur. Ve kardeşine sıkıntı verir. Mü'min selâm vermekte atılgandır. Münafık ise bakar ki 0nce kendisine versinler." buyurmuşlardır.
(Hz. Enes r.a.) Ramuz El-Hadis s.230 Bizlere bu konuda en güzel örnek sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed mustafa s.a.v. dir.

Peygamberimiz Hz. Muhammed s.a.v.hem kendi döneminin hem de kendisinden sonra yaşayan tüm nesillerin sevgisini ve hayranlığını kazanmış kutlu bir insandır. Allah'ı inkar eden insanların bile Peygamberimiz (sav)'e karşı kalplerinde bir sevgi ve muhabbet oluşmuştur. Bunun en önemli sebeplerinden biri, O'nun güzel ahlakı ve insanlara karşı olan hoşgörülü yaklaşımıdır.

Unutmamak gerekir ki, Peygamberimiz (sav) çok akıllı, çok görgülü, güzel ahlaklı ve ince düşünceli mübarek bir insandı. Onun çevresinde bulunanlar arasında ise bilgisiz, cahil, görgüsü ve aklı gelişmemiş, hatta iki yüzlü davranarak O'na zorluk çıkarmak isteyen, doğruları kabul etmekte direnen, nefisleri ile çatışan bir durumda Peygamberimiz (sav)'e karşı kin besleyen pek çok insan olmuştur. Elbette ki bu gibi insanlara karşı hoşgörülü olup anlayış göstermek, oldukça yüksek bir iman ve sabır gerektirir. Ancak Peygamberimiz (sav), "Sana zulmedeni affet, sana küsene git, sana kötülük yapana iyilik yap, aleyhine de olsa hakkı söyle", "Her nerede olursan ol Allah'tan ittika et ve kötülüğün arkasından iyilik yap, bu onu yok eder, insanlara güzel ahlakla muamelede bulun" buyurmuş ve dini kabul eden ya da etmeyen her türlü insana karşı en güzel tavrı göstermiştir. Her biri ile tek tek ilgilenerek onlara Kuran ahlakını anlatmış, iyiliği emretmiş ve onları kötülüklerden menetmeye çalışmış, hepsine son derece büyük bir hoşgörü ve adaletle yaklaşmış, haklarını korumuş, tüm insanların barış içinde yaşayacakları bir toplum oluşturmuştur.

Nitekim Hz. Muhammed (sav)'in yaşadığı bu dönem Asr-ı Saadet olarak isimlendirilerek tarihe geçmiştir.
Asr-ı Saadet boyunca sadece Müslümanlar değil, Yahudiler, Hıristiyanlar ve farklı inanç sahipleri de en güzel şartlarda yaşamış, her türlü insani hakka sahip olmuş ve kendi inançlarını diledikleri gibi yaşama imkanı elde etmişlerdir. Hz. Muhammed (sav)'in hoşgörülü tavrı farklı dinlere mensup birçok insanın İslamı kabul etmesine ve henüz kabul etmeyenlerin ise İslam dinine karşı güçlü bir muhabbet duymasına vesile olmuştur.

Peygamberimiz (sav)'in sabrını ve hoşgörüsünü kendisine örnek alan müminler, O'nun karşılaştığı olayları ve yaşadığı koşulları çok iyi düşünüp takdir etmelidirler. İslam tarihinin büyük alimlerinden olan İmam Gazali, Peygamberimiz (sav)'in hoşgörülü tutumunu ve ince ahlakını şöyle tarif etmektedir:
Öfkelenmekten son derece uzak ve bir şeye çabucak rıza gösterendi. İnsanlara karşı insanların en şefkatlisi idi. Öyle ya, insanların en hayırlısı insanlara hayrı dokunan, insanların en yararlısı da insanlara faydalı olandır.

Allah'ın rızasını kazanmayı amaçlayan, dünyada ve ahirette kurtuluşa ermeyi hedefleyen, Peygamberimiz (sav)'e benzemek isteyen insanların kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'in ayetleri ve Peygamberimiz (sav)'in sünneti ile hükmetmeleri, Peygamberimiz gibi konuşmaları ve bu hükümleri yaşamlarının her anında titizlikle uygulamaları gerekir. Menfaatleri ile çatışan en basit bir durumda hemen ye'se kapılan, ümitsizliğe düşen, tahammülsüzlük gösteren, insanlara öfkelenen ve husumet besleyen, Allah'ın dinini anlatmaktan vazgeçen, korkak bir karakter gösteren kişiler, bu tavırlarının Kuran ahlakı ve Peygamberimiz (sav)'in sünneti ile bağdaşmadığını bilmelidirler. Ve henüz vakitleri varken, Allah'a yönelip bağışlanma dilemeli, yegane doğru yol olan Kuran'a ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetine yönelmelidirler.

Unutulmamalıdır ki insanların yüzyıllardan beri arzuladıkları huzur, mutluluk, güven, şefkat, merhamet, dostluk, adalet, kardeşlik, hoşgörü, fedakarlık, sevgi, saygı gibi erdemler ancak Kuran ahlakının ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetinin hakim olduğu toplumlarda en yüksek seviyede yaşanabilir. Tüm Müslümanlar ise, böyle bir ahlakı yaşamak ve çevrelerindeki insanları da bu ahlaka davet etmekle sorumludurlar

"Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, seyahat edenler, rüku edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlar, sen müminleri müjdele " (Tevbe Suresi, 112)

"Ve 'çirkin bir hayasızlık' işledikleri ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı hatırlayıp hemen günahlarından dolayı bağışlanma isteyenlerdir Allah'tan başka günahları bağışlayan kimdir? Bir de onlar yaptıkları (kötü şeylerde) bile bile ısrar etmeyenlerdir " (Al-i İmran Suresi, 135)

" De ki: "Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere ölçüyü taşıran kullarım Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin Şüphesiz Allah bütün günahları bağışlar Çünkü O bağışlayandır, esirgeyendir " (Zümer, 53)

"Allah'ın üzerine aldığı tevbe ancak cehalet nedeniyle kötülük yapanların sonra hemen tevbe edenlerinkidir İşte Allah böylelerinin tevbelerini kabul eder Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir " (Nisa Suresi, 17)

"Sonra senin Rabbin cehalet sonucu kötülük işleyen sonra bunun ardından tevbe eden ve ıslah olanlarla beraberdir Şüphesiz Rabbin bundan sonra bağışlayandır, esirgeyendir " (Nahl Suresi, 119)

"Dedi ki: Bugün size karşı sorgulama, kınama yoktur Sizi Allah bağışlasın O merhametlilerin en merhametlisidir " (Yusuf Suresi, 92)

"Sen af yolunu benimse, uygun olanı emret ve cahillerden yüzçevir " (Araf Suresi, 199)

"Allah'tan bir rahmet dolayısıyla onlara yumuşak davrandın " (Al-i İmran Suresi, 159)

"İyilikle kötülük eşit olmaz Sen en güzel bir tarzda uzaklaştır; o zaman seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir " (Fussilet Suresi, 34)

HADİSLER:

" Mümin kişi, diğer mümine karşı duvar gibidir, birbirlerini takviye ederler."
(Nesai kutub-ı sıtte, 2. Cilt , Sf. 374)

" Kardeşini güler yüzle karşılaman, kendi kovandan kardeşinin kabına su vermen de birer maruftur."
Tirmizi, Hz. Cabir'den rivayet etti kutub-ı sıtte, 2. Cilt

"Mümin kendisi için sevdiğini kardeşi için de arzular."
Buhari ve Müslim; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 3. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 152

Kolaylaştırın, güçleştirmeyin. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Birbirinizle iyi geçinin, ihtilafa düşmeyin.
Hz. Said İbni Ebu Berde; G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 510/5

Mü'min omuzları yumuşak kimsedir (iyi geçimlidir). O din kardeşine rahatlık verir. Münafık ise uzak durur. Ve kardeşine sıkıntı verir. Mü'min selâm vermekte atılgandır. Münafık ise bakar ki 0nce kendisine versinler.
(Hz. Enes r.a.) Ramuz El-Hadis s.230


"Sana zulmedeni affet. Sana küsene git, sana kötülük yapana iyilik yap. Aleyhine de olsa hakkı söyle."
Kütüb-i Sitte,

Konular