Cimrilik..ve zararları..

Kalp hastalıklarından cimrilik..cimriliğin zararları..Cimri ne demektir?Cimriliğin dinimizdeki yeri..


Kalp hastalıklarının dokuzuncusu, cimrilik ve eli sıkı olmaktır.



Cimrilik: Zekât, sadaka-i fıtır, kurban, adak, öşür, haraç ve kişiye borç olan nafakalar gibi şer’î hükümle sabit olan harcamaları, nafile sadaka, yakınlara, komşulara, arkadaş ve dostlara hediye gibi mürüvvet1 gereği yapılması gereken harcamaları yapmamaktır.



Cimriliğin en son noktası ise; yemek, giyinmek hususlarında kendisine karşı yaptığı cimriliktir. Ancak hastalık sebebiyle, tedavi olmak için yemezse; yahut nefsanî arzuları defetmek, nefsi mağlûp etmek gibi riyazat için yemeyi giyinmeyi terk ederse bu cimrilik sayılmaz.



Hadis-i Şerif: Üç şey insanı helâka sürükleyen hususlardandır. Bunlar:

1. İtaat (tatbik) edilen cimrilik, 2. Nefsin arzu ve isteklerine uymak, 3. Kulun kendi kendini beğenmesidir. (1)



Cimriliğin her çeşidi kötüdür.

Ayet Meali: Allah’ın lütfettiği şeyde cimrilik edenler, sakın bunu kendilerine hayırlı bir iş sanmasınlar. Aksine bu, kendileri için bir şerdir. Onların cimrilikte bulundukları şey, kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yeryüzünün mirası Allah’ındır. Allah bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.

(Al-i İmran-180)



Hadis-i Şerif: Abdullah İbni Ömer (R.A)’ dan: Cömerdin yemeği şifa, cimrinin yemeği ise hastalıktır.



Çünkü cimri, kendine ağır gelerek ve gönül hoşnutluğu olmaksızın misafirine yemek yedirir. Onun için: “Cimri, tıbba zulmeder.” denilmiştir.



Hadis-i Şerif: Aişe (R.A)’ dan: Allah dostları güzel ahlâk ve cömertlik üzerine halk olunmuşlardır.



Çünkü bu iki huy kemâlin, olgunluğun, aslı ve temelidirler. Peygamber Efendimiz, “ahlâkı güzel olanların kendisine yakın olacağını vaat etmiştir. Meali: O günde ne mal fayda verir, ne de evlat. Ancak (o günde Allah’a eş koşmaktan ve şüpheden) temizlenmiş bir kalple gelen faydalanır.(Eş- Şuara –88,89)





Hadis-i Şerif: Ebu Hureyre (R.A)’ dan: “Cömertlik, kökleri Cennette olan bir ağaç (gibi) dir. Cimrilik ise, Cehennemde bir ağaç (gibi) dir.



Cömertlik; kişinin kerem sahibi iyi bir insan olduğuna, rızkına kefil olan Allah-ü Tealâ’nın harcadıklarının yerine kendisine daha iyisini vereceğine inandığına delâlet eder. Kim bu köke iyi yapışırsa sağlam bir ipe yapışmış olur. Cimrilik ise iman zayıflığına, Allah’ ın rızkına kefil olduğuna güvenmemeye delalet eder ki bu hal insanı hüsrana götürür. Cimriliğin en kötü yanı; fakir gibi hayat sürer, kıyametteyse zenginler gibi hesaba çekilir. “Fakir müminler, zengin müminlerden 500 yıl önce Cennet’e gireceklerdir” denildi ki; “Cimrinin dostu olmaz”.



Hadis-i Şerif: Ebu Hureyre (R.A)’ dan: Cömert; Allah’ a yakın, insanlara yakın, cennet’e yakın ve cehennem’den uzaktır. Cimri, Allah’ dan uzak, insanlardan uzak, Cennet’ten uzak ve Cehennem’e yakındır.(2)



Hadis-i Şerif: Dikkat edin! Her cömert cennet’tedir. Bu; Allah üzerine vacip, ben de kefilim... Yine dikkat edin! Her cimri cehennem’dedir. Bu Allah üzerine vacip, ben de kefilim...



Bu faziletlerinden dolayı, Evliyaullah’ ın en büyük ahlâklarından birisi; cömertlik idi. (3)



HİKAYE:



HAZRETİ HASAN (R.A)’IN CÖMERTLİĞİ



Adamın biri, Hz. Ali’nin oğlu Hz. Hasan’ dan ihtiyaç dileğinde bulundu. Hz.Hasan, Elli bin Beş yüz dirhem ve 500 dinar verdi ve adama: “Bir hamal getir, paraları taşısın. Taşıma bedeli de bana ait.” dedi.



Yine kadının biri, Hz.Hasan’ dan bir miktar bal istedi. Hz. Hasan da kendisine bir tulum bal verilmesini emretti. “Bu kadın daha azı ile de kifayet ederdi.” diyenlere: “O ihtiyacını istedi, biz de varlığımıza göre verdik.” dedi.



Hz.Ali (R.A.) bir gün ağladı. “Niçin ağlıyorsunuz?” diye soranlara: “Bana yedi gündür misafir gelmedi. Allah’ ın beni hakir, değersiz kılmasından korkuyorum.” diye cevap verdi.



Abdullah bin Ebi Bekr (R.A.) yolda giderken susadı. Fakir bir kadının evinden su istedi. Kendisine bir bardak su verdiler. Hz. Abdullah suyu içti. Geri dönünce, o fakir kadına on bin dirhem gönderdi.



Cömert; zekât, keffaretler, adak ve kurban gibi Allah-ü Tealâ’nın hakkını yerine getiren, fakirlere de yardımcı olan kişidir.



Cimri; zekât ve keffaret, adak ve kurban gibi Allah-ü Tealâ’nın hakkını yerine getirmeyendir. Haramdan kazanıp israf eden, cömert değildir.



Hadis-i Şerif: Cömertin günahını, âlimin hatasını, verdiği hükümde âdil olan sultanın kibrini affediniz. Onlardan her birinin ayağı kaydıkça, Allah-ü Tealâ ellerinden tutar ve onlar Allah-ü Tealâ’nın inayeti ile örtülmüşlerdir.1



Cimriliğin sebep olduğu felaketler pek çoktur. Bir kısmı ayet-i kerime ve hadisi şeriflerde zikredildi. Ayrıca;



Ebu Said-il-Hudri’nin rivayetinde Efendimiz şöyle buyurdular.

Hadis-i Şerif: İki haslet var ki bunlar bir müminde toplanmaz: Cimrilik ve kötü huy.



Hz.Ebubekir (R.A.)’ın rivayetinde Efendimiz buyurdular ki:

Hadis-i Şerif: Şu üç zümre Cennet’e giremez: Hıbb, bahil, mennan.



Açıklama:

Hıbb; sahtekar, hilekar, insanlar arasını bozan kişi; tevbe etmedikçe.

Bahil; cimri, zekâtını vermeyen, yahut üzerindeki bütün kul haklarını yerine getirmeyen veya kendisine gelen kişilerin sıkıntısına katlanamayan, onlara karşı vazifesini yapmayan kişiler.

Mennan; insanlara verdiği sadakaları başa kakan kişi.

Bunlar hesap görmeden, azap çekmeden; ilk olarak cennet’e girenlerle beraber cennet’e giremeyecekler.



Hadis-i Şerif: Abdullah İbni Ömer (R.A.)’ dan: Bu ümmetin önce geçenlerinin kurtuluşu zühdlük (dünyayı kerih görüp değer vermemek)’le ve yakîn (Allah’ ın Cennet ve Cehennem’ine kat’i inanıp ona güvenmek)’ledir. Sonra gelenlerin helâkı ise cimrilik ve emel2ledir.



Açıklama: Ahir zamanda, cimrilik ve emelin galip olmasıyla; çok mal toplamak, hırs, fitne, harpler ve adam öldürmeye sebep olan mal sevgisi artar. Bu da insanı helâka düşürür.



Hükema şöyle demişlerdir: Cahil emele, akıllı da amel (iş)e güvenir.



Emel, serap gibidir. Onu gören aldanır, ümitlenen kaybeder, zarara uğrar. Bişri Hafi (R.A.) “Cahilin aleyhinde konuşmak gıybet olmaz. Bahilin yüzüne bakmak insanın kalbini katılaştırır” demiştir.



Hadis-i Şerif: Allah’ım! Cimrilikten sana sığınırım!



Cimriliğin Sebebi:

Malın kendisini sevmek. Dünya süsüne meyletmek, dünyada kalmaya düşkün olmak, uzun ve boş düşünceler.



Ancak, sadaka vermek, hayrata ve iyiliğe sarf etmek, bedenî ihtiyaçlarını gidermek, ibadet ve taat için güç kuvvet kazanmak, üzerindeki borcu ödemek, ailesinin nafakasını temin etmek gibi sebeplerle malı sevmek, cimriliğe sebep değildir.



Hadis-i Şerif: Nefsin bineğindir, ona yumuşak davran!



Abdurrahman İbni Avf (R.A.)’ dan rivayet edilen bir Hadis-i Şerifte Peygamber Efendimiz şöyle buyururlar: Şeytan şöyle dedi;“Mal sahibi şu üç hileden kendini kurtaramaz: 1- Sabah akşam ben ona uğrar (vesvese veririm.), 2-Helal olmayan yoldan kazanıp hak olmayan yerde harcamak, 3-Malı ben ona sevdiririm de onu hakkından men eder.”.



Açıklama:



Sabah akşam uğrarım: Ona vesvese verip sapıtmak için devamlı uğraşırım.



Hak olmayan yerde harcamak: İsyan ve günah olan yerde harcamak. Makam mevki sahibi olmak, istediklerini elde etmek için, zalimlere, idarecilere yedirilen yemekler ve takdim edilen hediyeler de bu kabildendir.



Malı ona sevdiririm: Malı onun gözünde makbul kılarım.



Hakkından men eder: (4) Zekât, hac, kurban, üzerine lazım olan nafaka, adaklar, keffaretler, öşür gibi dini vazifeleri yerine getirmez. Mal sahibi bu iç hileden biriyle veya tamamıyla karşı karşıya kaldığı zaman iyi düşünmeli, şeytanın tuzağına düşmemelidir.



Hadis-i Şerif: Dinar ve Dirhem kulları lanetlenmişlerdir 1.



Hasan (R.A.) şöyle demiştir:İblis, yeryüzünde basılan ilk gümüş parayı alıp yüzüne gözüne sürmüş ve; “Seni seven benim kölemdir.” demiştir.



Hadis-i Şerif:Ka’b (R.A.)’dan: Her ümmet için bir fitne vardır2. Benim ümmetimin fitnesi de maldır.



Çünkü mal, kalbi itaatten alıkoyar, ahireti unutturur. Mal sevgisi de; evlad-u iyal sevgisinden kaynaklanır. Zira insan, “çoluk çocuğum ihtiyaç içinde olmasın” diye dünyalık kazanmaya çok gayret eder. Bu arada ahireti unutur, ibadet ve taattan uzaklaşır. Hâlbuki Hz. Allah, bütün çocukları rızkları ile yaratmıştır. Hatta herkesin rızkı; yerler ve gökler yaratılmadan elli bin sene önce takdir edilmiştir. Kim takdir edilen rızktan daha fazlasını isterse; kendini zorlamış, cismini boş yere yormuş olur. Kişiyi rızkı ecelinden daha çok arar bulur. Kimse kendisi için takdir edilen rızkı yemeden ölmez.



Nice evlatlar vardır ki; kendilerine babalarından hiç miras intikal etmemiştir. Ömer İbni Abd’il- Aziz (R.A)’in evladı gibi ki; her birerine 14’er dirhem düşmüştür.



Nice evlatlar vardır ki; büyük miktarda mal isabet etmiştir. Velid bin Abdulmelik’in evladı gibi ki; her birerine ölçek ölçek altın düşmüş, az zaman sonrada bazıları ellerindeki malları kaybedip dilenmeye başlamışlardır.



İmkan ölçüsünde kalbinden hırs ve dünya sevgisini çıkarıp atmalısın. Çünkü bu tedavisi güç olan bir hastalıktır. Hususuyla ileri yaşlarda kötü ve çirkindir, tedavisi de imkansız gibidir.



Hadis-i Şerif:İnsanoğlu yaşlandıkça onda iki haslet gençleşir: Hırs ve tûl-u emel.



Kısaca, cimrilikten kurtuluş, cimrilerin kötülüğü ve insan tabiatının onlardan nefret ettiği, malın kötülüğü, felaketleri, cömertlerin dünyadan yüz çevirmenin övülmesi hususunda

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla


Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..